Yaşanan depremlerde yıkılan ya da ağır hasarlı bakanlık ve basit belgeli otel sayısının 85’i bulduğunu belirten Murat Toktaş, ’ deprem beklenildiği’ söylemlerinin yurt dışındaki insanlarda tedirginliğe yol açtığını söyledi.

"Turist kendini güvende hissetmek istiyor"

Televizyonlardan deprem beklenildiği söylemlerinin turistte tedirginlik oluşturduğu ve bu durumu başta İstanbul olmak üzere rezervasyonların zayıflamasından anlayabildiklerini söyleyen Toktaş, "Bu konunun rakiplerimiz tarafından uzun süre kullanılacağından eminim. Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un yönlendirmesi ile TGA’nın pandemi başında hızlı hareket edip ’Güvenli Turizm Belgesi’ hamlesi çok yerinde bir karardı. Kaos döneminde seyahat düşünen turistlerin Türkiye önceliğini arttırarak o dönem için sektöre büyük avantaj sağlamıştı. Şimdi ise görevini tamamlayan bu belgenin kaldırılma zamanı geldi. Pandemi döneminde alınan hızlı aksiyonun acilen depremle de ilgili alınması gerekiyor. Özellikle İstanbul depreminin Avrupa’da dilleniyor olması ve Türkiye’nin bir deprem bölgesi olarak yurt dışında algılanmaya başlaması gelecek turistleri tedirgin etmektedir. Güvenli turizm belgesi çalışmasında olduğu gibi, deprem tedirginliği olan yerli ya da yabancı turist ve çalışan personelimiz için de kendilerini güvende olduğunu hissettirecek bir eyleme geçmeli, hızlı bir şekilde pozisyon almalıyız" diye konuştu.

"Otellere deprem testi şart

Bütün otellerden deprem testlerinin istenmesinin şart olması gerektiğini söyleyen Toktaş, "Bu konu işletme sahiplerinin inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemli bir ulusal mesele. Yaşanacak olumsuz bir olay hem can kayıplarına neden olacak hem de bel bağladığımız turizm sektörüne büyük bir darbe olacak. Bu çalışma sadece otellerle ilgili değil AVM, hastane gibi yoğun kamu kullanımına açık yerler için de bir an önce uygulanmalıdır. Bakanlığın ve TGA’nın en kısa zamanda bütün otellerden deprem testlerinin yapılıp depreme dayanıklılık belgesinin zorunlu haline getirilmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu.