Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken’in katılımıyla Zal Mahmut Paşa Külliyesi’nde Teravih namazı sonrası gerçekleşen program Mecidiyeköy Merkez Camii İmam Hatibi Ali Derman’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
“Bu dünya hayatını bir sonraki hayat için bir ekin yeri olarak görüyoruz”
Prof. Dr. Kılıç “Birliğimizin Manevi Temelleri” konulu programda yaptığı söyleşide, "Yeryüzü çilemiz bitmiyor. Gerek depremler gerek yaşamış olduğumuz yeryüzünde coğrafyasındaki bazı sıkıntılar bizleri rahat bırakmıyor. Buradan şu dersleri çıkarmamız gerekiyor ki, Peygamber Efendimiz ‘Dünya hayatında mutlak rahatlık hiçbir zaman yakalanamayacak’. O açıdan bizler hayattan beklentilerimizi belirlerken mutlak manada sanki bir cennet arzuluyormuşçasına hareket etmeyeceğiz. Çünkü yine Ayet-i Kerime de Peygamberine hatırlatırken Cenab-ı Allah ‘Bundan sonra gelecek olan bundan daha hayırlı’ diyor. Biz bu dünya hayatını bir sonraki hayat için bir ekin yeri, bir tarla olarak görüyoruz. Burada yapacağımız her türlü hasenat orada misliyle ekin biçmemize vesile olacak. Burada çok kısa bir hayatımız var. Yaşanan sıkıntıların her biri bize birer imtihan vesilesi. Biz bu imtihanlara karşı sabırla, tevekkülle yaklaşacağız. Ancak sabretmek demek çok pasif bir tavır alış değildir. Biz Müslümanlar olarak, Ayet-i Kerime’de buyurulduğu gibi Allah’ın ipine topluca sarılmamız lazım. Allah’ın ‘Parçalanmayın, parçalanırsanız gücünüzü; kuvvetinizi kaybedersiniz’ demesine rağmen bizler ufak sebeplerle birbirimizle didişmekteyiz. Parçalandığımız, birbirimizin kuyusunu kazdığımız zaman siyonist rejim baskılarını artırıyor, Müslümanlara rahat vermiyor. Müslümanlara rahat vermemesi bizim kusurlarımızdan, bizim parçalanmışlığımızdan kaynaklanıyor" dedi.
Saatler, günler, aylar, mevsimler her biri, tesbihin tanelerinin imamenin ardına dizilmesi gibi dizilmekteler. İşte 12 ayın içinde imam Ramazan ayıdır. Ramazan aslında, birçok arife göre, Allah’ın isimlerinden birisidir" dedi.
“Bizi nefsimizden en uzun süre ayıran oruç ibadetidir”
Cenab-ı Allah’ın oruç tutan için ‘İkramı benim tarafımdan verilecektir’ dediğini söyleyen Prof. Dr. Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü oruç diğer ibadetlerle mukayese edilmeyecek bazı zorluklar taşıyor. Bizi nefsimizden en uzun süre ayıran oruç ibadetidir. Oruç sadece İslam’da değil, şekli biraz farklı olsa da bütün dinlerde olan bir ibadet. Biz modern Müslümanlar biraz Ramazan’ın muhtevasından uzaklaştık. Ramazan bizde biraz sosyal faaliyetlerin öne çıktığı, daha şenlikli daha panayırlı bir hale geldi. Buna da karşı değiliz. İftar sofralarımız, iftar ziyafetlerimiz, karşılıklı gelmeler gitmeler de toplumsal barış için, insanların birbirleriyle kaynaşması için çok güzel şeyler. Ancak şunu unutmayalım ki Ramazan’ın gerçek gayesi aslında ferdi olarak insanın biraz daha kendi içine kapanmasıdır. Ramazan’ı manevi olarak yaşadığımız zaman sanki toplumdan çok fazla kopacakmışız gibi anlaşılıyor, değil. Ramazan’ın hakkını veren toplumsal manada da kamil bir insan olur. Toplumda kemale erilmez. Kemal maneviyattadır, topluma taşınır. Eğer toplumumuzu daha barışçı, daha huzurlu, birbiriyle didişmeyen, birbirini dinleyen, anlayan bir toplum haline getireceksek o zaman çokluk içinde vahdet, kesret içindeki vahdet nedir onu iyi bilmemiz gerekiyor.”
Program sonunda Başkan Deniz Köken, Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’a verdiği kıymetli bilgiler için teşekkür ederek hediye verdi.