Elektrik fiyatları artık sudan ucuz, bedavadan biraz pahalı!
Geçtiğimiz yıllarda hemen hemen her ülkede yenilenebilir enerji odaklı dönüşüm süreci başlatılmıştı. Bu bağlamda Finlandiya'da gerekli atılımları başarılı bir şekilde atmayı başardı. Rüzgar gülleri ve su akıntılarından faydalanan hidroelektrik santralleri ile birlikte; ülkedeki enerji üretimi zirveye ulaştı. Hatta o kadar fazla üretildi ki Finler, bu bolluk sebebiyle bedavadan biraz pahalı elektrik kullanmaya başladılar.
Finler elektriği ne kadara kullanıyor, Türkiye ile fiyat farkı ne kadar?
Finlandiya’daki elektrik fiyatı 1 kWh başına haneler için 0,4 euro, iş yerleri için de 0,18 euro seviyesinde. Güncel kur üzerinden TL cinsine çevirdiğinizde bu rakamlar gözünüze yüksek görünebilir, ancak söz konusu fiyatları ülkenin kullandığı birim üzerinden düşünmemiz gerekiyor.
Türkiye’de 1 kWh elektrik fiyatı 1,48 TL’den başlıyor, eğer aylık toplam tüketim 240 kWh üzerinde ise bu rakam 2,22 TL’ye yükseliyor. Yani bir başka deyişle ülkemizde elektrik en ucuz 1,48 birimken Finlandiya’da 0,4 birim. Ayrıca Finlandiya’da ortalama aylık gelir 3807 euro seviyesinde
Finler elektrik fiyatlarını bu kadar düşürmeyi nasıl başardı?
Kaynaklara göre bunun iki farklı sebebi var. Rusya - Ukrayna Savaşı nedeniyle Finlandiya halkı, elektrik tüketimini sınırlayarak tasarruf yoluna gitti. Diğer neden ise ülkedeki yenilenebilir enerji odaklı dönüşüm. Ülkede inşa edilen hidroelektrik santralleri, ilk bahar aylarında olmamız sebebiyle artan su debileri, hidroelektrik santrallerinin yüksek kapasiteyle üretim yapmasını sağladı. Bu iki neden göze alındığında elektrik fiyatlarında ciddi bir düşüşün olmaması için ortada bir problem kalmıyor.
Elektrik fiyatları 0'ın altında Finler neden fatura ödüyor?
Ülkenin ulusal elektrik dağıtım şebekesini yöneten şirket Fingrid’in CEO’su Jukka Ruusunen, vatandaşların negatife dönen ham fiyatlar yerine önceden belirlenen piyasa fiyatı üzerinden ödeme yaptıklarını belirtiyor. Buradan elde edilen gelir elektrik enerjisinin kendisini karşılamak için değil, dağıtım ve organizasyon masrafları için ödeniyor. Bunu bir bakıma Türkiye’deki faturalara yansıtılan sabit vergi ve ödemeler gibi düşünebilirsiniz.
“Geçtiğimiz kış insanlar daha fazla elektriği nereden bulacağımızı konuşuyorlardı. Şimdi üretimi nasıl sınırlayacağımızı tartışıyoruz. Bir zorluktan diğerine geçiş yapmış durumdayız.”
Açıklamalarına elektrik üretiminin sınırlandırılması sorunu ile yüzleştiklerini belirterek devam eden Ruusunen, 2035 yılına dek tüm enerji kaynaklarının yenilenebilir olacağını hatırlattı. Ancak ülkede bunun 2027 yılında da mümkün olabileceği söyleniyor.
İlkbaharda yaşanan beklenmedik su hareketliliği sebebiyle hidroelektrik santrallerinin aşırı üretim yaptığını, su akışını durduramadıkları için bu üretimi de sınırlayamadıklarını söyleyen Ruusunen; kârlı olmayan üretim kollarını piyasadan kaldırmayı planladıklarını belirtiyor. İşte bu sebeple ülkede faaliyete geçen yeni nükleer santral dahil yenilenebilir olmayan kaynakların üretimi geçici olarak durdurulabilir.
Kaynak : webtekno