Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'ye hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan'ın açıklamalarında öne çıkan satırbaşları şöyle:
"Az sonra Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine iştirak etmek üzere New York'a doğru yola çıkacağız. BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği genel kurul görüşmelerine 150'den fazla ülkenin katılımı bekleniyor. Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD'de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğimiz olacak.
"GENEL KURULA HİTAP EDECEĞİM"
Genel kurul görüşmelerinin ilk gününde 19 Eylül salı günü Genel Kurula hitap edeceğim. bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerimizi paylaşacağız. Mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye'nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız.
Dünya 5'ten büyüktür tezimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık bir artış oldu. MB'nin toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankası'nın geçen hafta yaptığı açıklama ülkemize duyulan bir başka örneğidir. Türkiye'nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler de takdirle karşılanıyor.
"İŞİMİZE BAKIYORUZ"
Son 21 yıldır olduğu gibi sadece işimize bakıyoruz. Bundan sonra da aynı hassasiyet ile çalışmaya devam edeceğiz. Şu anda bizim öncülüğümüzde 3'lü bir görüşme teklfiimizi kendilerine ilettik. Biz 4'lü bir teklifte bulundul. Putin, Aliyev, şahsım ve Paşinyan görüşmesi önerdik.
Bizim parlemantomuz kararı vermedikten sonra biziim kalkıp da yolda yürürken evet ya da hayır dememiz mümkün değil. Öncelikle İsveç üzeirne düşen görevi yerine getirmesi lazım. Söz tutulmadığı zaman Meclis'in tavrını kestiremem.
"AB İLE YOLLARI AYIRABİLİRİZ"
Avrupa Birliği, Türkiye'den kopmanın gayreti içerisinde. AB'nin Türkiye'den kopuş hamleleri yaptığı bu dönem içerisinde değerlendirmelerimizi yaparız. Bu değerlendirmelerden sonra gerekirse AB ile yolları ayırabiliriz."
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye hakkında hazırlanan 2022 yılı raporuna göre, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin "mevcut koşullar içinde" yeniden başlatılamayacağı belirtilirken AB'ye üyelik yerine daha "gerçekçi" bir çerçeve bulmaya yönelik sürecin başlatılması tavsiye edilmişti.