Medicana International İzmir Hastanesi İç Hastalıkları ve Yaşlı Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Arif Yüksel, Dünya Yaşlılar Günü sebebiyle yaşlılarda görülen hastalıklar ve uyulması gereken kurallara dikkat çekmek adına açıklamalarda bulundu. Yaşlıların sürekli ilaç kullanması yerine düzenli bir uyku ve beslenmenin çoğu hastalıkların önüne geçeceğinin altını çizen Yüksel, yaşlıların karanlık bir odada televizyon başında, düzensiz uykuyla bırakılmasının olumsuz yan etkilere sebebiyet vereceğini belirtti.

Yüksel, yaşlıların proteine olan ihtiyaçlarının ön planda olması gerektiğini vurgulayarak, yaşlıların proteinden yoksun olmalarının bir takım hasarları da beraberinde getireceğini vurguladı.

"Uyku ilaçları yerine yaşlı hastanın uyku düzeni ve bulunduğu ortam düzeltilmeli’’

Yaşlılık döneminde aslında dikkat edilecek çok olay olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yüksel, ‘’Her yaşlı bize geldiğinde bir torba ilacı masanın üzerine döker, her hekimin verdiği ilaçlar karışır. Belki de biz istemeden o yaşlıya çok çok zarar vermiştir. Örneğin uyku ilaçları. Hastanın yakını gelir, benim yaşlım uyumuyor bu şekilde bir şikayette bulunur. İyice sorguladığınızda, o yaşlının evin en karanlık yerinde karşısında bir televizyon, orada gününü uyuyarak geçirdiği ve gece tabii ki bu uykusunu almış yaşlılığın uyumadığı, vücudunun direncinin düştüğü ve başkasından ortaya çıkması bir yana, uyku problemlerinin ön planda olduğu bir şekilde hasta yakınını oldukça tedirgin eden bir semptom olarak bize getirilir. Biraz sorgulamayla bu yaşlının kullanacağı veya istemeden onu uykusuzluk olarak terakki edecek vereceğimiz ilacın getireceği zararları çok kolay önleyebiliriz. O yaşta sorgulandığında gece artan melatonin hormonu aslında gündüz de bu yaşlıyı oldukça uyumaya sevk etmektedir. Kuzey Avrupa ülkelerinde büyük yaşlı merkezlerinde belli bir lümen dediğimiz ışık sekanslarını var. Özellikle gündüz ışıklı ortamda yaşlıların uyutulmadığı, onlara sosyal faaliyetler yüklendiği, hobiler eklendiği bilinmekte. Bu kişilerin gündüz sağlıklı ve verimli bir zaman geçirip akşamları da bu ışık ortamını belli bir ortama getirerek doğal bir fizyolojik ortam sağlandığında, aynı bizler gibi hem zihin olarak hem vücut olarak hem de melatonin hormonuyla uykularını normal duruma dönüştürebildiğini biliyoruz. Dediğim gibi hemen yaşlının bulunduğu ortam, bulunduğu evin veya olanın koşulları, bulunduğu fiziksel aktiviteler, hobiler göz ardı edilerek bu yaşlının uyku probleminde verilecek ilacın belki de bu hastanın bir demansını örteceği veya alevlendireceğini bazen hesabı katamıyoruz’’ şeklinde konuştu.

‘’Yaşlıların proteine olan ihtiyaçlarını ön planda tutmamız gereklidir’’

Yaşlılığın beslenmesinin pediatrik yaş grubu gibi olduğunu dile getiren Yüksel, ‘’Onların proteine olan ihtiyaçlarının ön planda olması gerekir. Onlar bazı diyetlerini, çok basit olarak çaya, karbonhidrat içerikleri, bisküvi, ekmek gibi şeyleri batırarak o diyetlerini geçirirler ve sarkopeni dediğimiz kas gücünün en çok kaynağı olan proteinden yoksun olması bir takım hasarlar ortaya çıkarır. En basiti kası eriyen, resmen eriyen ve sarkopeni dediğimiz bu yaşlı düşer. Bu düşmenin getirdiği sorunlar, yatak yaraları, böbrek fonksiyonu yetmezlikleri, enfeksiyonlar bu yaşlının çok basit bir nedenle kaybına neden olabilir. Bu nedenle yaşlılar için konuşulacak o kadar çok sosyal, biyolojik, psikolojik, sağlık alanında dikkat edeceğimiz konular var ki anlatmakla bitmez. Yaşlılarımızı elimizin üstünde, başımızın üzerinde tutmamız gerekir. Zira her genci ve bizlerin onlardan öğrenecekleri, onların bilgi deneyimlerinden yararlanacakları o kadar konular vardır ki onların kalan ömürleri bize bunları anlatmakla bitmez. Onların yaşamlarını sadece uzatmak değil, onlara kaliteli bir yaşam sunmak, bir toplumun aslında gelişmişliğiyle doğal orantılıdır diye düşünüyorum’’ sözlerine yer verdi.