TÜİK’in yayınladığı 2022 yılına ait Su ve Atık Su İstatistiklerine göre, belediyeler tarafından içme ve kullanma suyu şebekesine çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarı 229 litre iken kişi başı günlük ortalama atık su miktarı 197 litre olarak hesaplandı. Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurdan Yıldırım, su tasarrufu önerilerinde bulundu, "Dört kişilik bir ailenin yılda yaklaşık 150 tonluk su kazancı, günlük kişi başına 102 litre su tasarrufu sağlayabilir. Günlük ortalama kişi başı su tüketiminin ortalama 229 litre olduğunu düşünürsek tüketimi neredeyse yarı yarıya azaltabiliriz" dedi.
Belediyeler tarafından su kaynaklarından 6,7 milyar metreküp su çekildi. Çekilen suyun yüzde 43’ü barajlardan, yüzde 29,1’i kuyulardan, yüzde 16,5’i kaynaklardan, yüzde 7,7’si akarsulardan ve yüzde 3,7’si göl, gölet veya denizlerden sağlandı. Kaynaklardan çekilen toplam 6,7 milyar metreküp suyun 4,1 milyarı içme ve kullanma suyu arıtma tesislerinde arıtıldı. Belediyeler tarafından kanalizasyon şebekesinden deşarj edilen 5,4 milyar metreküp atık suyun 4,6 milyarı atık su arıtma tesislerinde arıtıldı.
Belediyeler tarafından içme ve kullanma suyu şebekesine çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarı 229 litre olarak hesaplandı. Bu miktar 2020 yılında 228 litre idi. Üç büyük şehirde ise çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarının İstanbul için 190 litre, Ankara için 242 litre ve İzmir için 210 litre olduğu tespit edildi.
Belediyeler tarafından kanalizasyon şebekesi ile deşarj edilen kişi başı günlük ortalama atık su miktarı 197 litre olarak hesaplandı. Bu miktar ise 2020 yılında 189 litre idi. Üç büyük şehirde ise günlük kişi başı ortalama atık su miktarının İstanbul için 256 litre, Ankara için 211 litre ve İzmir için 181 litre olduğu tespit edildi.
Su tüketimi giderek artıyor
Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurdan Yıldırım, su kullanımı, atık su ve arıtılan su miktarlarını yorumlayarak, “Gerek sıvı gerekse katı haldeki yağışlar, karalar yüzeyine düşen atmosferden gelen meteorik sular, doğrudan veya yer yüzeyinde var olan akarsular, göl, baraj gibi sularla tabanlardan olmak üzere dolaylı bir şekilde yeraltına geçer ve oradaki yer altı sularını besleyerek yer altı su rezervlerini oluşturur. Bu rezervlerden ihtiyaçlar ölçeğinde sular pompalarla yüzeye aktarılarak çeşitli amaçlarda kullanılır. Bu miktar çekilen su miktarı olarak tanımlanıyor. 2019 yılındaki bir raporda global ortalama su tüketiminin günde kişi başı 80 litre olduğunu, Türkiye’de ise kişi başı 190 litre su tüketildiğini bildiriliyor. Bu rakamlar su tüketimimizin fazla olduğunu ve giderek arttığını gösteriyor” dedi.
Yer altı suyu kullanımından bahseden Prof. Dr. Yıldırım, “Belediyeler tarafından içme ve kullanma suyu şebekesine çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarının 229 litre olarak hesaplanmasına karşın kanalizasyon şebekesi ile deşarj edilen kişi başı günlük ortalama atık su miktarı 197 litre olarak hesaplanmıştır. Bu rakamlar yer altından çekilen suyun, yer altına deşarj edilen sudan daha fazla olduğunu göstermektedir. Eğer çekilen suyun miktarı, akiferi besleyen su miktarından fazla ise yer altı su seviyelerinde azalma, kuyu tabanlarının aşağıya çekilmesi, akiferin kuruması, kayaç tanelerinin sıkışması ve boşlukların azalarak zemin oturması ve zeminde büyük çatlakların oluşması, kıyı ekosistemlerinin ve sulak alanların kaybedilmesi gibi negatif sonuçlar doğurabilir. Deniz kenarında beslemeden daha fazla su çekme yapıldığında tatlı suyun çekildiği akifer ortama tuzlu suyun yerleşmesi sonucu tatlı suların zamanla tuzlu su haline gelmesi tehlikesi söz konusudur. Seul Ulusal Üniversitesinden jeofizikçi Ki-Weon Seo’nun yürüttüğü çalışmada ise orta enlemlerden çekilen yer altı suyun gezegenin eğimi üzerinde en büyük etkiye sahip olduğunu gösterdi. Boşaltılan yeraltı suyu rezervleri, Dünya’nın eksen kutbunun kaymasına neden oluyor” diye konuştu.
"Günlük kişi başına 102 litre su tasarrufu sağlayabilir"
Arıtma sistemlerinin yetersizliğinden kaynaklanan sorunları aktaran Prof. Dr. Yıldırım, “Ülkemizde belediyeler, toplam atık suyun yaklaşık yüzde 88’ini arıtıldığı; fakat bu atık suyun yalnızca yarısının gelişmiş arıtmaya tabi tutulduğu biliniyor. Atık suyun yüzde 27’si biyolojik arıtmadan geçerken, yaklaşık yüzde 22’si, arıtmanın ilk aşaması olan sadece fiziksel arıtmadan geçiyor. Bu da ülke genelinde göllerde ve sulak alanlarda da su kalitesinde bozulma, su miktarında azalma ve biyoçeşitlilikte düşüşler şeklinde gözlemleniyor. Özetle, su krizinden bahsedilirken karşı karşıya olduğumuz tek sorun erişilebilir su miktarındaki azalma değil, aynı zamanda temiz suyun da azalması” şeklinde konuştu.
Su tasarrufu ve su kaynaklarının kullanımı konusunda önerilerde bulunan Prof. Dr. Yıldırım şunları söyledi:
“Su tüketimimizdeki bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek veya basit önlemler alarak ciddi verimlilik elde edebiliriz. Örneğin; bu şekilde yılda dört kişilik bir ailenin yaklaşık 150 tonluk su kazancı, günlük kişi başına 102 litre su tasarrufu sağlayabilir. Günlük ortalama kişi başı su tüketiminin ortalama 229 litre olduğunu düşünürsek tüketimi neredeyse yarı yarıya azaltabiliriz. Tüm bu tasarruf önlemlerinin yanında su kaynaklarımızı kirletmemeye de azami özen göstermeliyiz. 1 litre atık suyun temizlenebilmesi için yaklaşık 8 litre temiz suya ihtiyaç var ve oldukça maliyetli bir işlem. Yeraltı sularının yenilenmesi için ortalama bin 400 yıl gerekiyor. Sularımızı korumak adına bizim alabileceğimiz basit önlemler var. Saniyede bir damla su sızdıran musluğumuzdan yılda 3 bin 500 litre su boşa akar. Benzer şekilde su sızdıran tuvalet rezervuarlarındaki bir kaçak, günde 700 litreye kadar suyun boşa akması demektir. Eğer böyle bir durum varsa hemen sorunu gidermeliyiz. Ayarlanabilir su başlıklarıyla daha az enerji ve su tüketimi sağlayabiliriz. Bu başlıklar sayesinde dakikada 25-30 litre su yerine, 9-12 litre su tüketiriz. Böylece 5-6 dakikalık bir banyo esnasında 50-100 litre sıcak sudan tasarruf etmiş oluruz. Atık yağlarımızı lavaboya, çöpe, suya ve toprağa dökmemeliyiz. Atık yağ toplayan firmalar veya belediyelerin göstereceği yerlere atmalıyız. Suda biyolojik olarak çözülebilen temizlik ürünleri tercih etmeliyiz."