Enflasyon ve Alım Fiyatları Arasındaki Uçurum
Can Ata Tan, TÜİK verilerine göre enflasyonun yüzde 75 oranında arttığını hatırlatarak, buğday alım fiyatlarının geçen yıla oranla yalnızca yüzde 11, arpa alım fiyatlarının ise yüzde 5 oranında arttığını söyledi. Bu dengesizliğin, üretim maliyetlerindeki artışlar karşısında üreticileri zor durumda bıraktığını ifade eden Tan, "Girdi maliyetlerindeki artışlar ve alım fiyatlarının beklentilerin altında kalması, ödemeler konusunda sıkıntı yaşayan üreticilerimizi daha da zor duruma düşürecek ve üretimde vazgeçme noktasına getirecektir," dedi.
Buğday Ekim Alanlarında Azalma ve Üretim Tehlikesi
Tan, son on yılda buğday ekim alanlarının yüzde 13,7 oranında azaldığını belirterek, bu durumun üreticinin üretimi yavaş yavaş bıraktığının habercisi olduğunu söyledi. Sürdürülebilir üretim için hububat alım fiyatlarının tarımsal enflasyon artışlarının altında kalmaması gerektiğini vurgulayan Tan, tarımda üretim ve tüketim dengesinin bozulmasının ülkemizi dışa bağımlı hale getireceği ve mevcut enflasyonun daha da artmasına neden olacağı konusunda uyardı.
Ticaret Borsaları ve Finansmana Erişim Sorunları
Hububat piyasalarında belirleyici etkiye sahip olan ticaret borsalarında oluşacak fiyatların üreticileri memnun edebilmesi için düşük faizli finansmana erişimin önemine değinen Tan, “Borsaların satış salonlarında oluşan fiyatlar çoğu zaman alım fiyatlarının üzerinde olmuştur. Yeni harman döneminde de aynı durumun devamlılığı için üyelerimizin finansmana erişimle ilgili yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda bankalarla yapılacak görüşmelerin hızlandırılarak tarımsal kredi faiz oranlarının düşürülmesi gerekmektedir,” dedi.
Türk tarımının geleceği için üreticilerin desteklenmesi ve üretim maliyetlerinin karşılanabilir seviyelerde tutulmasının hayati önem taşıdığını belirten Tan, "Destekleme fiyatları buğdayda 1 liradan 1 lira 75 kuruşa, arpada 50 kuruştan 75 kuruşa yükseltilmiştir. Devletimizce hububata yapılan destekleme rakamlarının daha da yükseltilerek ödeme tarihlerinin öne çekilmesi ve alım fiyatlarının makul oranlarda revize edilmesi üreticilerimizi bir nebze olsun rahatlatacaktır. Yetkililerin bu konuda gereken hassasiyeti göstereceğini düşünüyoruz,” diye konuştu.
Can Ata Tan’ın bu açıklamaları, tarım sektörünün sürdürülebilirliği için devlet desteklerinin arttırılmasının ve tarımsal kredi faiz oranlarının düşürülmesinin acil bir gereklilik olduğunu ortaya koyuyor. Tarımda üretimin devamlılığı için alınacak bu önlemler, hem üreticilerin refahı hem de ülkenin ekonomik istikrarı için kritik öneme sahip.