"Basın, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi “başlı başına ve siyasal tüm olayları doğru ve tarafsız bir şekilde kamuoyuna aktaran basın emekçilerinin aldıkları ücretler yoksulluk sınırının altındayken ve yazdıkları, söyledikleri sebebiyle mobbinglere maruz bırakılıyorken 24 Temmuz’a Basın Bayramı demenin doğru olmayacağı kanaatindeyim. Bu nedenle bu önemli günü sadece “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” olarak değerlendirmek yerinde olacaktır.

Basının denetlendiği, susmaya mahkûm edildiği onlarca yılın üzerine 24 Temmuz 1908’de gazetecilerin gazetelerini sansür memurlarının denetimine sunmadan yayınlamaları, ülkemiz için yeni bir başlangıç olmuş ve basının susmaya mahkûm edildiği yılların ardından sansür kendiliğinden kalkmıştır. Özgür basın hayalleriyle bugünlere gelinmiş olsa da pratikte bunun böyle olmadığının hepimiz farkındayız. Toplumun bilme, doğru bilgiye ulaşma ihtiyacıyla doğru orantılı olan basın özgürlüğünün ülkemizde fonksiyonel bir biçime getirilmesi zaruridir.
Tüm basın çalışanlarının kalemini özgürce oynatacağı günlerin yakın olduğu inancıyla imkanlarımız elverdiği müddetçe yerelde ve ulusalda her zaman basın emekçilerinin yanında olma gayretini göstereceğimizin bilinmesini isterim.  
Bugün yaşadıkları tüm zorluklara rağmen halkın haber alma hakkı için mücadelesini sürdüren onurlu gazetecilerimizi, tüm içtenliğim ve samimiyetimle selamlıyorum.
Çalışan, çalıştırılmayan, işsiz kalan, cezaevlerinde tutulan ve yaşadığı tüm güçlüklere rağmen meslek onuruna sahip çıkan tüm gazeteci dostlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum." dedi