Bağımlılık herhangi bir şeyin ruhsal,fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasıyla süreklilik arz eden,tekrarlanan madde alımı yada davranışlardaki değişimdir.

Bağımlılık, kronik bir beyin hastalığı olarak tanımlanır. Kişi, o madde ya da şeyi alma isteğini durduramaz ve bırakma isteğine rağmen bunu gerçekleştiremez. Olumsuz sonuçlarına karşın kişi kendini kontrol edemez, sosyal aktiviteleri ve kişilerarası ilişkileri açısından sorunlar yaşar, kendisinden beklenen sorumlulukları yerine getiremez, fiziksel ya da psikolojik sorunlara rağmen alıma devam eder ve yoksunluk belirtileri gösterir.En genel şekliyle bu biçimde tanımlanan bağımlılık, bir maddeye, bir kişiye ya da bir nesneye karşı görülebilir

Bağımlılık kimi zaman alışkanlıkla karıştırılır.Bu iki kavram bazen birbirlerinin yerine kullanılır fakat ikisi arasında belirgin farklılıklar bulunur

Alışkanlık: Yaşamımızın belirli zamanlarında uyguladığımız, iç ve dış dünyadan gelen etkilere aynı davranışlarla karşılık verdiğimiz, düzenli ve süreklilik arz eden, öğrenerek elde ettiğimiz tutumlardır. Alışkanlık sahibi bireyler, belli uyaranlara ne şekilde tepki vermeleri gerektiğini bilir ve bundan emin olarak hareket ederler. Bu nedenle özel bir dikkat ve düşünce sarf etmelerine gerek kalmaz

Bağımlılık: Bireyin fiziksel, sosyal ya da psikolojik açıdan kendisine zarar veren sonuçlarla karşılaşmasına rağmen kendini bir maddeye, kişiye ya da nesneye mecbur hissetmesi durumudur.

Bağımlı davranışlar geliştirmek, alışkanlığın bir sonraki aşamasıdır. Bağımlı davranışlar geliştiren bireyler belli şeylere ihtiyaç duyar ve onlarsız olamayacakları düşüncesiyle hayatlarını sürdürürler.Bağımlılık fiziksel ve psikolojik olmak üzere ikiye ayrılır:Bir şeye sahip olma arzusu, bebeklik çağından itibaren kendini gösteren bir davranıştır ve zaman içinde gelişir.Satın alma süreci, tüketicilerin bireysel değerlendirmelerine göre farklılık gösterir. Satın alma öncesi, alma sırası ve sonrasında tüketicinin düşünce ve davranışları, o eylemi neden gerçekleştirdiği konusuna ışık tutar.

Fiziksel bağımlılık: Vücudun sürekli kullanılan bir maddeye alışması nedeniyle o maddeye duyulan yoksunluk hissidir. Yoksunluğu durumunda bulantı, kusma, terleme, titreme ve üşüme gibi olumsuz fiziksel belirtiler görülebilir.

Psikolojik bağımlılık: Bir maddeye, kişiye ya da nesneye alışma, onu arzu etme, onsuz yapamayacağına inanma durumudur. Yoksunluğu halinde kaygılanma, sinirlenme,

Madde kullanımı başlangıçta sorunlar nedeniyle sıkıntı ve kaygıyı azaltmak için kullanılır. Fakat çok kısa bir süre sonra kendi başına diğer tüm sorunların toplamından daha önemli olmaya başlar. Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığının en belirgin başlama sebebi ‘’merak’’ tır. Biyolojik ve sosyal değişikliklerin yarattığı stresi azaltmak, arkadaş baskısı ve bir gruba dahil olma isteği de madde kullanımına başlamada diğer önemli nedenlerdir.

Ergenlik ve gençlik sosyal alanlarda değişikliklerin olduğu bir dönemdir. 12-18 yaş aralığında alkol ya da diğer maddeleri denemek yaşla beraber artmaktadır. Bu ergen grupları sıklıkla okul devamsızlığı yapanlar, depresyon veya yıkıcı davranışı olanlar, evden kaçanlar, sıklıkla bar, pub ve diskoya gidenlerden oluşur.Alkol bağımlılığı olan ana babaların çocukları, alkol bağımlılığının karmaşık genetik bir bozukluk olması nedeniyle yüksek risk taşıyan çocuklar olarak değerlendirilmektedir.
Alkol bağımlılarının çocuklarında dikkat eksikliğihiperaktivite bozukluğu (DEHB), karşı gelme bozukluğu (KGB), davranım bozukluğu (DB), depresyon ve anksiyete bozuklukları kontrol grubuna göre daha yüksek oranlardadır. Alkol ile Fiziksel-cinsel ve duygusal istismar önde gelmektedir
Ailelerinden ayrı yetişmiş alkol bağımlılarının çocuklarında yapılmış çalışmalar, bu çocuklarda %25 alkol bağımlılığı saptamışlardır. Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı açısından risk olabilecek durumları araştıran çalışmaların sonuçlarına ruhsal hastalıklar önemli bir yer tutmaktadır..

Çocuk Ve Gençlerde Madde Bağımlılığı Belirtileri

Uyku ve uyuşukluk hali,Ruhsal değişiklikler,Hafıza kaybı, halüsinasyonlar,Hobilerde ilgi eksikliği,Geç saatlere kadar uyanık kalma,Okul başarısında düşüş,Yalan söyleme,Hırsızlık,Şifreli ve gizli konuşmalar.Çabuk öfkelenme,İsyankârlık,İçine kapanıklık,sinirlilik göze çarpar

Çocuklarda Dijital Bağımlılık Nedir?

Günümüzde internetin kullanım alanı önemli oranda artmıştır. İnternet eskisi gibi sadece spesifik alanlarda işe yarayan bir mecra olmaktan çıkmış ve günlük hayatımızın her bir parçasına dahil olmuştur. Bu da dijital bağımlılık gibi kavramın doğmasına sebebiyet vermiştir.

Eğitim, aile ilişkileri, sosyal ilişkiler, iş görüşmeleri, e-ofisler, oyunlar, kitaplar, filmler, internet televizyonu ve benzeri birçok aktivite yaygın şekilde internet aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte koronavirüs sürecinin bir sonucu olarak insanlar eve kapanmış ve internet kullanımı hiç olmadığı kadar yüksek seviyelere çıkmıştır.

Dijital bağımlılık ise son yıllarda ortaya çıkan ve akıllı telefon, bilgisayar ya da tablet gibi internete bağlı teknolojik cihazların aşırı derecede kullanılmasını kapsayan ciddi bir durumdur. Dijital bağımlılık, ilk bakışta ciddi bir problem olarak görülmese de aslında kişide yarattığı etkiler bakımından tıpkı alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığına benzer etkiler ortaya çıkartmaktadır. Dijital bağımlılık yaşayan kişiler, özellikle de çocuklar, yüksek seviyelerde internet kullanımı dolayısıyla zamanlarını kontrol edemezler, iş, aile, sosyal, eğitim ve iş hayatlarında önemli sorunlar yaşarlar.internet bağımlılığının asıl sebebi internetin yaygınlaşmasından ziyade anne babaların çocuklarına yeterli ilgiyi göstermemesidir. Çocuklarda dijital bağımlılığın bir diğer belirtisi ise vücutta ortaya çıkabilecek duruş bozukluklarıdır. Yakın bir mesafeden dijital ekrana bakmaktan göz bozukluklarını da içerir.

Çözüm içinse bazı önlemler alınabilir.Tablet ya da telefon benzeri teknolojik aletler verilmemelidir. Günlük kullanılan internet süresi ve ekran başında kalma süresi sınırlandırılmalıdır. Çocuğa sürekli ekran başında kalmanın olumsuz bir şey olduğu uygun bir dille izah edilmelidir. Çocukların küçük yaşlardan kendilerini bulmaları için çeşitli hobilere yönlendirilmesi gereklidir. Resim, müzik, spor, kitap, sanat ve benzeri birçok farklı alan için uygundur. Dolayısıyla çocuklar hem dijital bağımlılıklarını azaltırlar hem de hayatları boyunca keyif alabilecekleri yeni uğraşlar edinirler.Çocuk boş vakitlerde sürekli yalnızbaşına bırakılmamalı, zaman zaman oyunlar oynanarak, bilgiler verilerek ya da birlikte çeşitli aktiviteler yapılarak gelişmesi sağlanmalıdır.Çocuğun dış dünyayla bağlantısı kesilmemeli ve dışarıdaki arkadaşlarıyla oyun oynamasına izin verilmelidir.Çocuklarda bağımlılığa sebep olabilecek çeşitli oyunların ya da internet sitesi içeriklerinin güvenli internet sistemiyle engellenmesi sağlanmalıdır.

Çocuğu cezalandırmak amaçlı internete girmesi tamamen yasaklanmamalıdır. Bu durum çocuğun internet kullanımını bir ödül olarak görmesine sebep olabilir. Bununla birlikte, çocukta inatçı davranışlar gelişerek uygun bulduğu ilk fırsatta hemen dijital ortama giriş yapabilir. Dolayısıyla; çocuğa internet kullanımını tamamen yasaklamak da internet kullanımını tamamen özgür bırakmakla aynı derecede olumsuz sonuçlara sebep olabilir.

Özellikle küçük çocuklar anne babasını rol model olarak gördüğünden, sergilediği davranışları taklit etmeleri ya da onlarla benzer aktiviteleri yapmak istemeleri oldukça doğal bir durumdur. Bu durumun bir sonucu olarak; eğer bir çocuğun anne babası çocuğun yanındayken sürekli internet kullanıyorsa,bilgisayarla meşgulse ya da hep televizyon izliyorsa, bu durum çocuğu da etkileyecektir. Bu sebeple çocukların yanındayken mümkün olduğunca dijital araçların kullanılması sınırlandırılmalıdır ve çocuğu meşgul tutacak eğitici aktiviteler yapmaya özen gösterilmelidir.