Tüm Türkiye tek yürek çünkü çeşitli illerimizdeki deprem sebebi ile can ve mal kayıpları oldu.Hz Allah şehit mertebesi verir inşallah.Geride kalanlara da sabır ihsan eder inşallah.Başımız sağ olsun.

Bir deprem oldu...Bütün alışılmış ve kabullenilmiş dünya düzenlerini yıktı geçti bu sabah.

Küsmenin, kızmanın, kırılmanın ne kadar anlamsız olduğunu adeta omuzlarımızdan tutup "kendine gel hayat çok kısa" diye sarsarak bize yeniden anlattı.

En sevdiğimiz insanların, en sevdiğimiz eşyaların, en sevdiğimiz yemeklerin, en sevdiğimiz mekanların aslında saniyeler ile nasıl kaybedeceğimizi yeniden kulaklarımıza fısıldadı.

Bizim olduğunu iddia ettiğimiz bedenimize bile malik olmadığımızı, mülkün sadece Allah'a ait olduğunu yeniden haykırdı.Üzücü bir olay ve anlar ile başbaşayız.

Bu güzelim ülkemizde yaşayanlar içinde burukluklar oluşturduğunu düşünüyorum.Konu çok hassas bir konu.Sosyal medyada dezarfarmasyona uğrayan,çeşitli dış güçler ,etki ajanları tarafından fonlanıp yalan haber yaptırılan, bunlara bu iş için para sarf edip milletimizi yalan haberler ile oyalayan,milletimizin moral ve motivasyonunu azaltmak için yalan haberler yapanlar var.Bunun bir suç olduğunun bilinmesi önem arz ediyor.Paylaştığınız,ortak olduğunuz,iyi niyetli bir düşüncenizin nelere yol açabileceğini biliniz.Dikkatli ve uyanık olmalıyız.

Türkiye nin her bir kentinde,her biri camisinde her bir evinde,Mekkede KABEYİ Muazzamada,Medine i Münevverede Peygamber Efendimiz(S.AV)efendimizin huzurunda Mescidi Aksada tüm vatandaşlarımız için dualar yapılıyor.Sosyal medya üzerinden dua videoları paylaşılıyor.Bir yürek olunuyor.Bütün dünyada türk insanı kalplerde ve duasında her zaman yer alıyor.

Deprem anında peygamber efendimize salavat getiriliyor bu yanlış olduğunu belirteyim.Çünkü salavat yerlerin göklerin peygamber efendimize aşkından coşar ve daha çok hareket eder diye belirtiyor büyük zaatlar.Bunun yerine Tekbir olan’’Allahu Ekber Allahü Ekber,La ilahe İllallahü vallahü Ekber Allahü Ekber velillahil hamd’’ denilir.İyi olan şeylere şükür edilir kötü bela ve sorunlara ise hamd edileceğini unutmayalım.Dur yerine ver dersek başlarımızdan musibet hiç eksik olmaz.

1894 yılındaki İstanbul Depreminde Cennet mekan Abdülhamit Han Hazretleri halkından abdestli olmalarını ve ibadetlerini yerine getirerek tövbe etmelerini buyurmuşlardı.Hz Allah beterinden korusun demek bu belaya razıyız fazlasından korusun anlamı içerir.Hz Allah tekrarından muhafıza eylesin şeklinde dua etmek daha iyi olur.Ya rabbi biz imtihan ehli değiliz,bizi imtihana tabi eyleme;Bize rahmetinle muamele eyle şeklinde dua edilmelidir.

Türkiye’de bundan iki ay öncesine kadar büyük bir deprem tatbikatı yaptık.Bu Çök-Kapan-Tutun sloganı ile tüm Türkiye de farkındalık oluşturmak,bu ciddi konuyu önemsetmek,bu konunun gerek doğal gerek haarp iklim silahı ile olabilme olasılığından tedbir almak için yapıldı.

Haarp iklim silahının ne olduğunu bilmeyenler olabilir.HAARP(KIYAMET SİLAHI) yüksek frekans oluşturup 180 Tane dev radyo sinyali yapabilen,kulelerden oluşan bir sistem.Bu sistem hakkındaki açıklamalarda kutuplar eritilebilir veya yerinden oynatılabilir,Ozon tabakası ile oynanabilir,Okyanus dalgaları kontrol edilebilir,Dünyanın enerji alanları ile oynayarak patlamalar yapılabilir diye konu edilmiştir.Bu çalışmaların Rusya ve renkli ülkelerin ciddi çalışmaları olduğunun tespiti vardır.Bir ifadede renkli ülkenin şu an deniz donaması üzerinde olduğunun belirtilmiş olması da,bu donanmanın da Türkiye ye yakın bir alanlarda bekliyor olması da çok şüphe uyandıran bir durumdur.

Ülkemizin her yeri denizden,karadan kuşatılmış durumda.Renkli ülke Yunan sınırına yığınak yapmakta ve işi çok abartmakta.Bu kadar abartının bu kadar yığınak yapılmanın tek bir sebebi olabilir. Bu güzelim ülkemizi işgal etmek ve büyüyen,güçlenen Türkiyenin hazmedilemeyip yok edilmek istenmesi,diz çöktürülmek istenmesi ,emir alması gibi faaliyetler için yapıldığı da çok açık ve çok nettir.Zaman bir olma dayanışma zamanıdır.

Kardeş Ülke Azerbaycan ilk asker ve sivil savunma ekipleri ile yanımızda olan ülkedir.Hemen ardına Pakistan hükümeti ve Japonya hükümetleri yanı başımızda olup bizim bu zor günümüze destek verdiler.Türke türkten başka dostolmayacağı her zor durumda belli oluyor.Kimileri konsolosluk kapatıyor kimileri de ilk yanımızda olanımız oluveriyor.Diğer ülkelerin bazılarından bıyık altı işte her yardıma hazırız istesinler,çağırsınlar da gelelim gibi yamuk ağız ile söylenen yardım sesleri çıksa da samimi olduklarının inancında değilim.

Devletimizin tüm bakanları tüm birimleri,tüm sivil savunma ekipleri yardım kuruluşları burada.Burada Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu Bey için ayrıca bir parantez açmak gerektiğini düşündüm.Nerde bir sorun olsa ,nerde bir afet olsa,nerde üzüntü duyulacak bir olay olsa halkın herkesten önce yardımında sanki ışınlanıyor.Devletimizin gücünü temsil ettiği için halkına çok büyük güven veriyor.Halk olarak devlet erkanının orda olması ne kadar ciddi bir konu.

Son 100yılın en büyük üçüncü depremi Kahramanmaraştaki 7.7 büyüklüğünde bir çok can ve mal kaybına sebep oldu.27 .Aralık 1939 da Erzincanda 7.9 büyüklüğünde sonrasında 17 Ağustos Gölcük depremi 7.8 şiddetindeydi diğer iki büyük deprem.Durumun ciddiyeti ve şiddeti çok kuvvetli,çok vahim düzeyde,epey hasar veren bir sayıda.İlk üç içine girdi.

Hastaneler devlet binaları sivil halkın binaları yıkılmış.Bu yapıları yapan mütahitleri atacaksın kodese bunları denetleyen denetleme firmalarının hepsinin lisanslarını iptal edeceksin bu binalar nasıl yıkılır diye sorgulayacaksın. Benim çaldığımı görme ben senin çaldığını görmeyeyim.Bütün herkes bu düşünce ile yaşıyor.Halk çalmaya çırpmaya alışmış.

Bu tabiat kaynaklı deprem halinde bile ceplerini düşünen soysuzlar,vatan hainleri var.Bu soysuzları asmak lazım.Bu zor durumu kendi çıkarlarına hizmet için fiyat arttırıyor bu soysuzlar.Battaniye ve temel gıda fiyatlarına artış yapmışlar.Milletimiz bu gibi insanları teşhir etmeli,Kolluk güçlerine bunları ihbar etmelidir.Bu gibi kişilere diyecek kelime bulamıyorum insanın bu zor günlerinde tek amaçları para olan bu sefiller.Çöken aslında binalar değil asıl çöken bu gibi kişilerin ahlakı ile de savaşılmalı.Denetleme o kadar yetersiz ki.insanlarımız çaresiz kaldılar.

Zaten bu dünyada en hırsız olan meslek mütahitlik.Malzemeden çalınır,vergiden çalınır,emekten çalınır.Vergiden çalarlar evi 3500 e satar tapuda 200 gösterirler.Alan bir mal sahibi olmak için bir şeye aldırış etmez, zaten tapu değeri yüksek çıkacak diyerek değeri düşük göstermeye oda razı olur.Sonuç olarak sende-bende kazanalım oluyor.Devletin denetlemesi sistem üzerinden harika lakin uygulamada zayıf.Herkesin bir ahbabı varolmasından ,var olan sistemde hep açıklar değerlendirilip hep arka kapıdan kaçış yolu bulunuyor.

Bir mütahit firma binanın kaba inşaatını,bitirip giydirip kuşattıktan sonra satışını da yaptıysa tamam.Satışta ne bu yapının yapı denetim raporu soruluyor,nede binanın tam eksiksiz yapıldığına dair bir rapor zorunluluğu var.Bu kadar arkı kapı oldukça binaların denetimini tam yapmadıkları müddetçe bu sıkıntılar bitmez.Mütahit yarım yamalak yapar hatta yapmaz,çeker gider yapmıyorum dediğinde hiçbir yasal zorunluluk bunu mecbur tutacak her hangi bir yaptırım şekli,bir teminat ile garanti altına alacak hiçbir hüküm yok.Yapmıyorum dediğinde mal gibi ortada kalıyorsun ,vermiyorum dediğinde çaresizsin,şikayet edecek bir merci yok.Olsada 4-5 sene içinde anca çözülüyor.Onda da üzerinde alacak bir şey kalmadığı için harap olunuyor. Çözümü sen 6 ayda yap bakalım kimsenin orası burası oynayacak mı.

Tapu satışında binanın tam tamam olduğunu gösterir hiçbir şart aranmadıkça,yapı denetim belgesinin satışta zorunluluğu olmadıkça bu işler olmaz.Yapı denetim firmalarının çok büyük yaptırımları olmalı lakin adamın hatalarını düzeltmek gayeleri olmamalı.Yapı denetim adı üstünde mütahit firmalar kadar o yapıdan tam sorumlu olmalı.Bunlar olmadıkça çok canlar yanar,arka kapılardan çıkar giderler.Canlarımız ve mallarımız sürekli zarara uğrar durur.Ayrıca adalet kavramı bu kadar geç işledikçe,yapanın yanına kar kaldıkça,bu kişiler kötülük yapmaya devam ederler.Caydırıcılık için kesilen cezalar çok komik.Mütahit trilyonları götürmüş sen ona 10liralık ceza veriyorsun.Sanki ödül al sen bu şekilde ahlaksızca yap milleti dolandır diyorsun.Ver bakalım trilyonun üstü katrilyonluk cezalar yapabiliyor mu.Hapis cezası verilmesi de etkili olmaz çünkü mahkeme süresinde ceza verileceğinden tüm mallarını kaçırmış oluyorlar.6 ay yatayım ne olur diye düşünüyorlar.Zengin olmak onlar için şereften ve haysiyetten,insan hayatından daha önemli çünkü.Tüm Türkiyede sistemdeki açıklıkların Avrupada sistemin tam oturan bir yerlerinden örnek düzenlemeler ile düzenlenmesi gerekiyor.Milletini kandıran kişilerin bir daha yapı yapmaması sağlanmalı.Bitirme belgesi olmayan bir daha yapı yapmamalı gibi bir çok etkili yöntem seçilmelidir.İşte bunlarla depremlere dayanıklı gerçek yapılar yapılabilir,insanların hem mallarından,hemde canlarından zarar görmesi önlenmiş olunabilir.