Bir yılda ortalama 180 Gün okula gidiyoruz. 2022-2023 Eğitim Yılında 160 gün okula gidildi. 2021-2022 Eğitim Öğretim yılında 180 gün okula gittik.Tatiller hariç yaklaşık 6 ay okula gidiyoruz. Türkiye de yılın yarısını yada bu seneki gibi deprem,seçim kar tatili gibi ekstra durumlardan yılın yarısından fazlasını hep tatil ile geçiriyoruz.Birde bu tatillere ara günlerde eklenip uzatılması da uzun uzun tatillerin olmasına sebep oluyor.Nasıl bir sistemse hep çalışmamak hep dinlenmek üzerine. Hep bir sistem karmaşası,hep bir sistem değişikliği.
1949 yılında Eğitim Antlaşması ile ABD ile Türkiye eğitimini kontrol eden anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden bu anlaşma, dönemin CHP- Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalanmıştır. Türk eğitiminin müfredatını değiştirdiler. “Soru soran-sorgulayan” yerine, “EZBERCI-NAKİLCİ öğrenci yetiştirmek amaç oldu. “Aramanın-araştırmanın” yerini, Batı'dan “dayatmalar” aldı.‘’Milli ve yerli bilinci ‘yok etmenin değişik yollarını buldular.İlkokuldan üniversiteye kadar ders kitapları,Batı merkezli taraflarca hazırlandı,kurgu tarih BİLGİLERİYLE GENÇLERİMİZİN BEYNİNİ YIKAMAYI AMAÇ EDİNDİLER.
Milli sistem,milli eğitim ama milli değil, sistem hep bir karmaşa,bir yanlışlık içersinde.Bunu bir örnekle daha da keskinleştirmek isterim.Bu sene birinci sınıfa giden oğlum okuma yazmayı çok şükür ki öğrendi.Bizim gayret ve yönlendirmemizle, ilgi alakamızla onunda gayretiyle başardık.Burada en büyük takdir tabi ki öğretmenlerimizde,onlara da çok teşekkür etmek gerek.Emekleri çok büyük,ilgi alakaları da takdire şayan.Harfleri öğrenmeye başladıktan sonra harfleri birleştirmeye başlayacaktık ki ilk dönem ara tatili geldi.Ne zaman başladıkta ne zaman tatile girdik ne kadar saçma.Çocukları tam okula adapte ediyoruz haydi tatil.
Eğitim sisteminde çocuklar çocukluklarını bile tam yaşayamaz durumdalar.Hep bir koşuşturma içersinde geçiyor hayatları.Okula yetiş,spora yetiş,dershaneye yetiş,kursa yetiş.Anne babalar eğitimleri için her türlü fedakarlığı onların ayaklarına sunuyorlar.Lakin bu sistem çalışmayı değil de haylazlığı motive ediyor sanki.
’’sen yaparsın’’ ‘hadi ‘kelimesiyle o azmi,o hissiyatı hissedemeden geçiren bir nesil büyüdü.Ne kadar uzaktan eğitim ile eğitim olur.Çocukları ne kadar kontrol edebilirsin ki.Bakılırsa başarı oranına epey düşük seviyelerde olduğu görülür.
u an lise son sınıf öğrencilerinde devamlılık zorunluluğu yok.Sıkı tutulacak bir seneyi onlara boş boş, ne yaparsan yap tarzında geçirtiliyor.Okula gelmişsin gelmemişsin umurlarında değil.Nasıl bir sistem bu.Bizim zamanımızda son senemiz çok yoğun geçerdi.Hedeflerimize yönlendirmeyle,bu hedeflerimize ulaşmak için gayretle, geçerdi.Bizlere yol gösteren öğretmenlerimiz olur bizlere bir çok tiyolar verirler,bunların üzerlerinde dururlardı.Bunlara dikkat edilmeli diye uyarılırdık,sistemli eğitim ile yönlendirilirdik.
Finlandiya eğitim sisteminde milliği sağlamış ve bir üst düzeye çıkmış ülkelerden.Sistemi çözmüşler ,çocuk belirli bir kalıp içinde değil,özgür bir eğitim sistemi içersinde büyüyor.Çocukluğunu da yaşıyor,birden bütün yüklerin altına sokulmuyor.Öğrene öğrene,hazmede hazmede oluyor.Hayatı yarışma üzerine değil de geleceğinin şekillenmesi üzerine kurulan bir sistem ile büyüyor.Devlet dershane denilen sisteme itmek yerine eğitimin kalitesini,eğitmenlerin kaliteli olması ve gelişmesi üzerine kurmuş.
Okullarda imparatorluk kurmuş müdür ve öğretmenler var.Deniliyor ki bu okul,bu öğretmen çok başarılı.Gelir seviyesi iyi olan aileler ile başarı elde etmiş okullar.Hem okul eğitimi ,hemde dershane eğitimiyle desteklenen çocuklar tabi ki başarılı olur.Bulunduğu okulda başarılı olmuş olur.
Eğer bir öğretmen başarılıysa her yerde başarılı olur.Bence okullardaki her bir öğretmenin yeri aynı il-ilçe içersinde 5 yılda veya 10 yılda mutlaka değişmelidir.Eğer bu değişim her sınıfta başarı getiriyorsa o öğretmen takdir ve ikramiye ile desteklenmelidir.İşte o zaman okul mu başarılı,öğretici mi?hepsi belli olur.Eğer bir sistemde kimin başarı olduğu belli oluyorsa salla elini-al maaşını düşüncesi de ortadan kalkar ve kimin özveri ile çalışıp kimin uyuduğunun da hesabı sorulur,sormak gerekir