Geçen hafta yazdığım, Ziraat Fakültesinin Susurluk’ta açılması konusundaki yazıma çok değerli yorumlar geldi.
Bunlardan sevgili hocalarım Fikret Ünal ve Prof. Mikail Arslan’ın konuya katkı sağladığını düşündüğüm önemli ve aydınlatıcı yorumlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
BİR: Önce değerli öğretmenim, eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Fikret Ünal’ın yorumu…
“Sevgili Serdar!
Yazını ilgiyle okudum. Benim de bazı konularda katkım olsun istedim.
Yıl 1996...
Türkiye genelinde beldeler, muhitlerine üniversite/fakülte alabilme telaşı içindeydi.
Susurluk'un konumu, ulaşım kolaylığı, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir şehirlerinde gelişmiş üniversitelerin bulunması, Susurluk'ta açılabilecek yüksek öğretim kurumuna çok rahat öğretim elemanı temini sağlayacaktı. Böyle bir kurumun beldemizde açılmasının, eğitim seviyesinden ekonomik canlanmaya kadar, katkısı çok büyük olacaktı.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevim sırasında dönemin Kaymakamı Cafer Odabaşı'na durumu açtım. Değerlendirmelerin ardından kendilerinin aldığı randevu sonrası, oluşturduğumuz bir heyetle Belediye Başkanı Fahrettin Tan başkanlığında ildeki bütün siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla Balıkesir Üniversitesi Rektörünü ziyarete gittik. Teklifimiz ilçemizde Ziraat Fakültesi veya Maden Fakültesi açılması yönündeydi. İki kez gerçekleşen toplantı sonunda yer tahsisi yapılması gerektiği bildirildi. Bunun üzerine kendilerine İnebey İlkokulu binasının bu amaca yönelik tahsisini yapabileceğimizi ilettik.
Okulun valilikten tahsis onayını aldık. Rektör, bir heyetle bizi ziyarete geldi.
Kendisine okulu gezdirdim. Rektörün bazı talepleri olmuştu. Belediye başkanımızın garanti vermesiyle daha büyük ihtiyaçları karşılayabilmek için vakıf kurulmasının gerekli olduğu noktasında birleşildi. Kaynak oluşturabilmek için geniş katılımlı bir yemek düzenledik. Kuracağımız vakfın adını taşıyan çakmaklar satarak elde ettiğimiz yemek geliriyle o gün için oldukça iyi sayılabilecek bir miktara ulaştık.
Ancak gerekli olan 2 milyar lirayı tamamlayamadık.
Ben bir hafta içinde görevimden ayrılacağım için eldeki materyalleri Susurluk Lisesi'nden öğrencim olan Avukat Yalçın Özkan'a teslim ettim.
Bu gelişmeler sırasında benim tayinim İstanbul'a çıkmıştı. Mart 1997... Ve ben görevimden ayrılarak İstanbul’a geldim.
Daha sonraki dönemlerde bizim taleplerimiz yerine Süt Ürünleri Bölümü açıldığını, okulun düşündüğümüzün dışında bir yerde kurulduğunu, İnebey İlkokulu binasının âtıl kaldığını öğrendim. Hâlen de boş... Daha sonra "Vakıf" çalışmalarının, Susurluk Sevdalıları platformu yürütücüsü Nurettin Kuş tarafından sonuçlandırıldığını öğrendim.
Düşüncelerinizin gerçekleşmesi umuduyla selamlar, sevgiler...”
İKİ: Ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi-Susurluk Meslek Yüksekokulu Prof. Mikail Arslan’ın yorumu…
“Merhabalar Ramazan Bey.
Yazılarınızın hemen hepsini okudum ve çok değerli buldum.
Doğrusunu isterseniz Ziraat Fakültesi yeri bence jeotermal kaynaklarla meyve bahçeleri ve seralar kurulan Gönen’de olacak gibi. Ancak hem bizim okulun bölüm adına zenginleştirilmesi hem de yeni bir meslek yüksek okulunun ilçemize rahatlıkla kazandırılabileceğini düşünüyorum. Selamlar.”
Demek oluyor ki 27 yıldır Ziraat Fakültesi açılsın diye uğraşıyoruz.
Ziraat Fakültesi veya başka revaçta bir fakültenin Susurluk'a gelmesi hem Susurluk'umuz için hem şehrimizin eğitim, kültür ve sosyal gelişimi için önemli olduğunu düşünüyorum.
Yeri belli olsa da biz yine de mücadelemizi verelim.
Susurluk’un geleceği için siyaset gözetmeksizin bir araya gelelim.
Çabalayalım, koşturalım, terleyelim, elimizden geleni yapalım.
Yeter ki “Susurluklular olarak bir araya gelip, uğraşmadık” demeyelim…