Türkiye, binlerce yıllık zeytin geleneğiyle dünya zeytin üretiminde önemli bir role sahip. Ancak son yıllarda iklim değişikliği, ülkenin zeytin tarımını olumsuz yönde etkiliyor. Yapılan yeni bir araştırma, 1968-2018 yılları arasında Türkiye'nin 12 önemli zeytin üretim şehrindeki verimde düşüş yaşandığını gösteriyor. Bu düşüş, iklim değişikliğiyle birlikte artan sıcaklıklar ve azalan yağışlarla ilişkilendiriliyor.
Akdeniz ikliminin özellikle uygun olduğu Türkiye'de, zeytin ve zeytinyağı üretimi büyük ölçüde bu bölgelerde yoğunlaşıyor. Ancak iklim değişikliği, özellikle Akdeniz Havzası'nda, zeytin verimini olumsuz etkiliyor. 2020-2021 sezonunda dünya sofralık zeytin üretiminin yüzde 80'i altı Akdeniz ülkesi tarafından gerçekleştirilmişti; Türkiye ise en büyük üçüncü üretici konumundaydı.
Araştırma, Aydın, Balıkesir, Manisa gibi zeytinin kalbinin attığı 12 şehirdeki zeytin verimindeki değişiklikleri inceledi. Elde edilen bulgular, ülke genelinde zeytin veriminin düşüş eğiliminde olduğunu gösteriyor. Bu durum, özellikle Aydın, Balıkesir ve Manisa gibi büyük üretici şehirlerde belirgin hale geliyor. Aydın'da 2000'lerin başındaki rekor verim, son yıllarda gözlenen keskin düşüşle gölgede kalmış durumda.
Manisa'da ise durum daha vahim. 2016-2018 döneminde ağaç başı verim seviyeleri, 1986-1988 dönemindeki zirve noktasına kıyasla yüzde 45 daha düşük. Bu düşüş eğilimi, araştırma kapsamındaki tüm şehirlerde gözlendi.
İklim değişikliğinin etkisi altındaki zeytin ağaçları, özellikle 15-20°C arasındaki sıcaklıklarda en iyi verimi sağlıyor. Ancak artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, bu optimal koşulları bozarak zeytin üretimini olumsuz etkiliyor. Çalışma, özellikle Aydın, Manisa, Muğla ve İzmir gibi şehirlerdeki yağışlarda kayda değer bir azalmanın yaşandığını ortaya koyuyor. Aynı dönemde, zeytinin büyüme sezonundaki ortalama sıcaklıkların arttığı gözlemleniyor.
Bu iklim değişikliklerinin tarımsal kuraklıkla birleşmesi, Türkiye'nin su ihtiyacında yüzde 47'lik bir artışa neden olabilir. Tarım sektörü, su kullanımının yüzde 84'ünden sorumlu olduğu halde, Türkiye'de sulama yapılan tarım arazileri sadece yüzde 20'yi oluşturuyor. Bu durum, su kaynakları üzerindeki baskıyı artırabilir.
Zeytin verimindeki düşüş sadece tarım sektörünü değil, aynı zamanda ekonominin genelini de etkileyebilir. İklim değişikliği, 2050 yılına kadar Türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılasında yüzde 2,26'lık bir daralmaya yol açabilir.
İklim değişikliğiyle mücadele, sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsenmesi ve su kaynaklarının etkin kullanımı gibi önlemleri içermelidir. Aksi takdirde Türkiye, zeytin tarımındaki geleneğini sürdürme konusunda daha büyük zorluklarla karşılaşabilir. Zeytin ağaçları, sadece ülkemizin doğal güzelliklerini değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel zenginliğini temsil ediyor. İklim değişikliğine karşı alınacak tedbirler, bu değerli mirası koruma yolunda atılacak önemli adımları oluşturacaktır.
KAYNAK: iklimmasasi, Prof. Dr. Sevil Acar