Son dönemde Basın İlan Kurumu'nun (BİK) uyguladığı Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği, Türkiye'deki internet haberciliği peyzajını önemli ölçüde etkiliyor. Ancak, yönetmeliğin getirdiği sayısal koşulların, özellikle "tık avcılığı" kaygılarına hizmet ettiği ve medya kuruluşları arasında adil bir rekabet ortamı sağlamada eksik kaldığı eleştirileriyle karşılaşıyor.

BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç'ın vurguladığı gibi, yeni yönetmelik etik değerleri korumayı amaçlıyor. Ancak, pratiğin, SEO odaklı içerik ve sayısal hedeflere odaklandığı gözlemleniyor. Bu durum, haber sitelerini kaliteli içerik üretmeye teşvik etmek yerine, sadece sayıları artırmaya yönlendiriyor.

Yönetmelikte belirlenen sayısal koşullar, haber sitelerini günlük tekil ziyaretçi sayısı, sayfa görüntüleme sayısı ve günlük haber miktarına göre kategorilere ayırıyor. Ancak, bu koşulların haberin kalitesini gerçek anlamda ölçmede yetersiz kaldığı, özellikle özgünlük, derinlik ve etki faktörlerini göz ardı ettiği ifade ediliyor. Haberciliğin, sadece sayılarla değil, içeriğin niteliği ile de değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Bir diğer eleştiri de resmi ilan yayımlama hakkına sahip olan gazetelerin bekleme sürelerinin kısa olmasına karşın diğer sitelerin bu hakkı elde etmek için uzun bir bekleme sürecinden geçmesidir. Özellikle yerel medya için bu durum, rekabeti olumsuz etkileyen bir faktör olarak ortaya çıkıyor.

Bunun yanı sıra, yönetmeliğin, medya kuruluşlarını içerik üretimine değil, sayıları artırmaya odaklaması, haberciliğin asıl amacını göz ardı ettiği endişelerini uyandırıyor. Sayısal hedeflerin, gazetecileri içerik kalitesinden ziyade "tık avcılığına" yönlendirmesi, medya sektöründeki etik kaygıları da gündeme getiriyor.

Öte yandan, siyasi kampanya dönemlerinde medya mensuplarına yapılan rüşvet benzeri vaatler de demokratik süreçlere zarar verebilecek nitelikte. 

Kerem Ökten'in, sosyal medyada "meteoroloji uzmanı" olarak tanıtılmasının ardındaki gerçeklerin ortaya çıkması da medya üzerindeki güvenilirlik sorunlarını gün yüzüne çıkarmış durumda. Bu tür durumlar, medya kaynaklarının uzmanlık iddiası olan kişileri daha dikkatli bir şekilde kontrol etme ihtiyacını gösteriyor.

Son olarak, medyanın reklam gelirleri ve içerik üretimi arasındaki dengeyi sağlama çabalarının, özellikle örtülü reklamların artışıyla daha da zorlaştığı görülüyor. Bu durum, gazetecilik etiği ve tarafsızlık ilkesi konusunda endişeleri beraberinde getiriyor.

Tüm bu zorluklara rağmen, Basın İlan Kurumu'nun politika ve yönetmeliklerini gözden geçirerek, sayısal koşulları daha dengeli ve ölçülü hale getirmesi, medya sektöründeki kaliteyi ve rekabeti artırması bekleniyor. Ancak, bu çabaların, basının bağımsızlığını ve etik standartları koruma yükümlülüğünü de göz ardı etmemesi gerekiyor.