Bu hafta yaşanan maden katliamının görüntüleri hepimizi çok üzdü, hepimizi çok derinden etkiledi ve korkuttu. Hem işçilerimiz toprak altında kaldılar, hem de altın madeninde kullanılan çok yüklü miktarda siyanür gibi kimyasal zehir toprağa karıştı mı, acaba yağmurlarla beraber "taa" Fırat Nehrine kadar gidecek mi, oradan da "taa" Basra Körfezine kadar bütün coğrafyayı, bütün çevreyi zehirleyecek mi, yeni bir çevre felaketi yaşayacak mıyız, acaba yeni bir Çernobil faciasıyla karşı karşıyayız diye televizyonlarda ve açık oturum programlarında felaket senaryoları yazılmaya, konuşulmaya başlandı.

Ama neyse ki ortaya koca yürekli bir Binali Yıldırım çıktı ve yüreklere su serpti. Binali Yıldırım'ın tahsiline, geçmişine ve ülke için neler neler yaptığına baktığınızda bile zaten bir ferahlama geliyor. Mesela ben bunları yazarken şöyle bir gözümün önüne getirdim kendisini, "ooohh", bir ferahlama geldi bile bana.

Sayın Binali Bey'in siması gözümün önüne geldiğinde tamam, ya hiç endişeye mahal yok diyorum. İşin içinde Binali Yıldırım varsa o işi olmuş bilin! Zaten kendisi de hiçbir sorun olmayacağını garanti edercesine bir açıklama yaptı geçtiğimiz gün. Gayet de maşallah bilimsel falan...

E tabi sayın Binali Bey bu, bilimsel olmayacak da ne olacak?

Dedi ki "herkes rahat olsun, öyle siyanür veya zehir yok! Efendim, zehir toprağa karışmış falan yok öyle bir şey" dedi.

Hatırlayanlar bilirler, daha öncede çok sayın eski bakanımız Binali Bey, "bu maden çok güvenilir" demişti. O zamanda yüreklerimize su serpmişti.

İnanmıyorsanız bakın madende bir sorun var mı, hala duruyor. Tamam biraz çökmüş olabilir ama maden orada duruyor mu, duruyor. Ki zaten bu maden firması Erzincan Binalı Yıldırım Üniversitesine bağış falan yapmıştı. Erzincan'da okul yaptırmışlar, belki de cami de yaptırmış olabilirler. Yani sonuçta Binali Yıldırım Üniversitesine bağış yapmış bir maden firması kötü olabilir mi? Aklınız alıyor mu? Benim mesela almıyor.

Ayrıca bir sürü de insana iş vermişler, ekmek vermişler, daha ne olsun? Ama sorun asıl bu çevrecilerde, "aman o maden firması orada maden işletemesin, orada maden çıkarılamasın, insanlar işsiz kalsın, sonra da hükümetimize suç bulsun" diye anti-propaganda yapıyorlar.

Ayrıca şu anti-propagandacı çevreci geçinenler, memnun musunuz şimdi ki sonuçtan? "Çevre katliamı olur olur olur olur dediniz" alın oldu işte(!) Kötüyü kırk kere çağırdınız, alın işte oldu.