1923 Atatürk Cumhuriyeti, son yıllarda, zor zamanlardan geçse de kuruluşunun 101. Yılı’nı milyonlarla birlikte yeniden idrak etmenin heyecanı ve kıvancı içindeyiz.
Bu nedenle, Cumhuriyet günü 29 Ekim’de, bu kıvancımızı yansıtmak üzere, en yüksek sesimizle, meydanlardayız.
Hattı Cumhuriyet yoktur, sathı Cumhuriyet vardır.
O satıh da bütün meydanlardır.

1923 Atatürk Cumhuriyeti, bugün zor zamanlarındaysa eğer, bu makus duruma elbette göz göre göre ve göstere göstere getirildi.
Yine göz göre göre ve de göstere göstere buna devam edilmekte.
İşte bütün dava, bu süreci ne yapıp edip halkla birlikte, tersine çevirmekte.

Yüz yıllık karşıtlarının her fırsatta ve durmadan sarsıp, tahrip etmeye çalıştığı Atatürk Cumhuriyeti’ni, sinsice ve akıl almaz yalanlar, ahlaksızca sahtelikler ve alçakça tertiplerle, toplumun belleğinden ve bilincinden ne yapıp edip silmeye çalıştıkları, ne yazık ki çok açık bir gerçekliktir.

İktidarın bütün ulusal bayramlara yönelik yaptığı gibi, özellikle de Cumhuriyet Bayramlarında, halkın sivil, toplumsal kutlamalarını bile nicedir, çok cüretkarca engelleme çabaları bunun çok açık kanıtıdır.
Bir sevgi çiçeği, çelengi için bile ne zorluklarla karşı karşıya kalındı.

İşte bu durum ve koşullar karşısında, “çağdaş çoğunluğa” düşen birinci görev ve sorumluluk da, elbette ısrarla ve de kararlıca, meydanlara akıp, milyonlarla birlikte, Cumhuriyetin kuruluşunun 101.Yılı'nı en gür sesle, topluca idrak etmektir.

Gerçek şudur ki bugün gelinen bu makus durumun en büyük vebali, aslında cumhuriyet karşıtlarından da öte, belki de gafletteki çağdaş çoğunluğun omuzlarındadır.
Çünkü uzun zamandır, Cumhuriyetin karşı karşıya kalacağı büyük tehdit ve tehlikeler karşısında Cumhuriyet, uzun süre yalnızlaşmıştır.
İşte bundan dolayıdır ki gelinen bu makus durum, mutlaka tersine çevrilmelidir ve çevrilecektir.
Bunun hem siyasi, sosyal ve hem de icrai sorumlusu olan iktidar, ilk seçimde mutlaka sandığa gömülmelidir ve de gömülecektir.

Çağdaş cumhuriyetten ve özgürlükçü parlamenter demokrasiden yana olan çağdaş çoğunluk, 29 Ekimlerde nerede, nasıl ve neden bulunacağını, artık çoktan belirlemiş olmalıdır.
“Her yer Cumhuriyet, her yerde Cumhuriyet” hedefi ile 1923, Atatürk Cumhuriyeti’nin kuruluş yılını, ulusça “idrak etmek” için her 29 Ekim’de meydanlarda, Atatürk’le buluşmak, çağdaş cumhuriyet bilincimizin gereğidir.
Bu bilinç, Cumhuriyetin bütün yurttaşları için vazgeçilemez ve ertelenemez bir görev değerindedir.
Koşullar her ne olursa olsun yılmadan, usanmadan ve bıkmadan bu görevin yerine getirilmesi kararlılığı içindeyiz.

Cumhuriyet nicedir her fırsatta, hem içerden, hem dışarıdan, çok yönlü, çok amaçlı, ağır bir kuşatmayla karşı karşıyadır.
Bu yüzden, her yerinden darbeler almakta, hırpalanmakta ve bütün değerleri itibarsızlaştırılarak, alanı daraltıldıkça daraltılmaya çalışılmaktadır.
Temel, kuruluş ilkeleri işlevsiz bırakılarak, adeta yok sayılmaktadır.
Aynı amaçla, yıllardır ısrarla, akıl almaz yalanlar bombardımanına tutulan halk, toplum böylece, taammüden Atatürk’ten uzaklaştırılmaya ve kurduğu 1923 Cumhuriyetinden soğutulmaya çalışılmaktadır.

Bir yandan da ulusal bayramlarda Ataya bir çiçek ve çelenk konulmasına, saygı sunulmasına bile zorbalıkla, akıl almaz engellemeler çıkarılmıştır.
Asla kabul edilemez va asla boyun eğilemez olan bu zillette halk, ülkenin çağdaş çoğunluğu, elbette boyun eğmemiş, direnerek karşı koyup, yok hükmünde saymıştır.

Ancak her şeye karşın, kuruluşunun 101.Yılı'nda, kuruluş ilkeleri doğrultusunda laik, demokratik, çağdaş, hukuk devleti olması gereken cumhuriyetimizi, bütün gücümüzle, bu niteliklerinin devlete egemen olması göreviyle karşı karşıyayız.
Bunun için de muhtaç olduğumuz kudret, Cumhuriyetin aziz kurucusundan ve kuruluşundan aldığımız bilinç ve ilhamdır.

29 Ekim’de, o kutlu Cumhuriyet gününde kıvancımızı, vefa, şükran ve coşkumuzu yansıtmak üzere olanca bilincimizle, meydanlarda, kurucu büyük önder Atatürk’le birlikteyiz.

Her şeye karşın Cumhuriyetimiz elbet yeniden kurtarılacaktır.
Umutlarımız sonsuz ve taptaze olup ayaktadır.
Ancak mücadele ile beslenmedikçe umut, sadece bir seraptır.
Bu umutla elbet, yeniden kazanılacaktır Cumhuriyet.
Dolaşacaktır elbet,
elini kolunu sallayarak memlekette laik, demokratik cumhuriyet, hürriyet, adalet...

Kalkın ey ehl-i Cumhuriyet!
Ne olursa olsun.
1923 Atatürk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101.Yılı, 29 Ekim'de bütün ülkemizde, her yerde, herkese, her birimize, hep kutlu olsun!
Hattı Cumhuriyet yoktur, sathı Cumhuriyet vardır.
O satıh da vatanın bütün meydanlarıdır.
Yaşasın, 1923 Atatürk Cumhuriyeti.