Devletin İHA'larına Takoz mu Koydular?

Bir devlet kurumu olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.’nin (TUSAŞ) İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemleri Mühendislik Direktörü Remzi Barlas, geçtiğimiz haftalarda yayımlanan Mete Yarar’ın CNN Türk’te İHA’larla ilgili sözlere sert tepki gösterdi.

Gürel Uçak
Gürel Uçak Tüm Haberleri
Devletin İHA'larına Takoz mu Koydular?
Devletin İHA'larına Takoz mu Koydular?
+2
Haber albümü için resme tıklayın

İnsansız Hava Araçları (İHA) projelerin eski direktörü Remzi Barlas : “Baykar AŞ firmasının önü açıldı, ihalesiz iş verildi, devlet dolaylı yoldan zarara uğratılmış oldu.” dedi.

Barlas, Linkedin’de yayımladığı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın başkanlığını yaptığı Baykar A.Ş. firmasının “hiçbir yardım almadan” iddialarını yalanladı.

Baykar firmasının 600 Miyon TL (dönemin dolar kuruyla 108 milyon dolar) yardım aldığını belirten Remzi Barlas, TUSAŞ tarafından geliştirilen ANKA projesinin şartnamede yer alan teknik özelliklerden çoğunu yerine getirmesine rağmen, AKINCI Projesi’nde daha az yeterliliğe sahip BaykarA.Ş.’ye ihalesiz verildiğini öne sürdü. Özellikle TUSAŞ üst yönetiminin katkılarına dikkat çeken Barlas, ‘’Devlet kaynaklarıyla geliştirilen ANKA alt yapısı yok sayılmış, yeterli alt yapıyı tekrardan geliştirmesi için Baykar A.Ş firmasına kaynak aktarılarak devlet zarara uğratılmıştır.’’ Dedi.

ANKA’yı geliştiren mühendis ekibinin direktörlüğünü yapan Remzi Barlas, geçtiğimiz akşam KRT TV’de canlı yayınlanan programın konuğu oldu. Barlas, Bayraktar ailesinin sahip olduğu Baykar firmasının devletle olan ilişkileri üzerine açıklamalarda bulundu. Barlas, “Bayraktar’a devlet desteği verilmek üzere çıkmış bir kararname var. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde geleceğin İHA projelerinin artık Bayraktar firmasında gerçekleşeceği anlaşılıyor.’’ Dedi.

Sözlerine; “Bayraktar İHA’ları ve SİHA’ları başarı kazandı’’ diyerek başladı. Ama konumuz projenin nasıl başarı kazandığı ve bu noktaya nasıl geldiği’’ diye devam etti.

Devletin İHA'larına Takoz mu Koydular?

İlk olarak hakkında açılan davaya değinen Barlas, “2020 yılının mart ayında bağlı bulunduğum ilk amirim TUSAŞ İHA Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Ömer Yıldız, önümüzde yönetim kurulu toplantısında görevden alınacağımı beyan etti. Ama bu beni baya şaşırtan son 15 yıldır 4 ayrı genel müdür yardımcısıyla yüksek sicil notuyla çalışmış bir direktördüm. Ertesi gün bu yönetim toplantısı yapılamadı, fakat genel müdürümüz (Temel Kotil) beni resen izne çıkardı. İzinde olduğum süre içerisinde kendi masa üstü bilgisayarımı kendi çalışmalarımı, fotoğraflarımı dökümanlarımı taşınabilir bir harici belleğe kopyaladığım gerekçesiyle, önce TUSAŞ disiplin kurulunun toplandı akabinde savcılık soruşturması başlatıldı. Buna istinaden 22 Temmuz 2020’de tutuklandım. Yapılan soruşturmanın ardından 22 Eylül 2020’de serbest bırakıldım. Hakkımda yürütülen suçlama halen devam ediyor. Gerektiği takdirde istinaf mahkemesine baş vuracağım.’’ Dedi.

Barlas’ın katıldığı programdan öne çıkan açıklamalar ise şöyle:

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ(TUSAŞ) Bilerek Zararmı Uğratıldı?                        

“Genel Müdürümüm Sayın Temel Kotil göreve ilk geldiği dönemde bir ANKA kazası meydana geldi. Bu kazalar araştırma ve geliştirme aşamasında gayet normal. Akabinde çok geniş çaplı bir soruşturma başlatıldı. Hatta o aşamada Temel Kotil, “biz bu projeyi en iyisi durduralım’’ bile demişti. ANKA’nın satışlarında bize uygulanan kabul testleri, değerlendirme muayeneleri, şartname uygunlukları olması gerektiği gibi dört dörtlük olması isteniyordu. Ama duyumlarımıza göre ‘’Bayraktar firmasına biraz daha kolaylıklar sağlandığı yönündeydi’’ dedi.  Fıyatlandırma kısmına değinen Barlas, Öyle günler yaşadık ki Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından “Siz de TB2 fiyatına inerseniz sizden alırız, yoksa almayız” gibi muamelelerle karşılaştık. “ANKA’nın devamı niteliğindeki bir projede görev almayacağız” kararı alınmasıyla ben zor bir duruma düştüm. Benim mühendislerim gelecek kaygısı duymaya başladılar…”

Devletin İHA'larına Takoz mu Koydular?

ANKA’nın İhracatına Müdahale edildi mi ?

Haluk Bayraktar’ın mesai sonrası TUSAŞ’a geldiğini biliyorduk.

“Bayraktar firmasının yaptığı ihracatın tamamı TB2 İHA’sına ait. Ve biz o sektörde zaten yoktuk. TUSAŞ olarak operatif ve stratejik sınıftaydık. Bu görevlendirme vakti zamanında Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından yapılmıştı. Müsteşar Murat Bayar’ın değişmesinden sonra bu ayrım giderek kayboldu ve Bayraktar’ın bizim alanımıza girmesiyle sonuçlandı. Eğer böyle bir müdahale olmasaydı ANKA’yı şu anda daha fazla ülkeye satıyor olurduk ve Bayraktar da TB2’sini yine aynı sayıda ülkeye şimdiki gibi satıyor olurdu. Aslında toplam ihracatımız daha fazla olurdu.

Sonuç olarak ANKA şu anda ihracatını yeni gerçekleştirmiş bir ürün olarak karşımızda ama biraz geç oldu. Bazı ihalelerde tekliflerin geri çektirilmesi gibi durumlarla karşılaştık. O ihalelerin bir kısmı kaybedildi çünkü istenilen ürün ANKA mertebesindeydi. TB2 tarafından karşılanması mümkün değildi. AKINCI da yoktu ortada.

Devletin İHA'larına Takoz mu Koydular?

Çift Motorlu İleri Teknoloji AKSUNGUR, Bayraktarlar’da Rahatsızlık Yarattı mı?

Aksungur, Bayraktar’ın AKINCI’sından önce uçtu. Aksungur’un Bayraktar ailesinde rahatsızlık yarattığını hissetim. Genel Müdür Yardımcımız, ‘’Bu konuda Genel Müdürümüzü çok sıkıştırıyorlar’’ diye birkaç söylemde bulundu. Ardından, bundan sonraki İHA projelerinin Bayraktar tarafından yapılacağının işareti olan bir takım ifadeler Cumhurbaşkanı Kararnamelerinde geçmeye başladı. Dolaylı olarak TUSAŞ’ın ANKA ve AKSUNGUR’da çok net uğradığı bir mağduriyet var…”

TUSAŞ Genel Müdürü Azarlandı mı ?

Barlas, “Temel Kotil, telefonla aranarak (rahmetli Özdemir Bayraktar tarafından) baskı kurmak için azarlandığı “bu AKSUNGUR projesi niye yapılıyor?’’ dediği şeklinde duyumlar aldık. Ancak bunların bir kısmı TUSAŞ’a yazı olarak gitti. Gelen cevaplara ulaşamadık,  ilginç bir şekilde ben ve avukatlarım dahil dosyanın gizliliği sebebiyle dosyalara erişim sağlayamadık. Bu durumda savunmamızı hazırlarken eksik kaldık.” Dedi.

Bayraktar Ailesinin Önü Açıldı mı ?

Selçuk Bayraktar daha önce yaptığı açıklamada, “Baykar ve Bayraktar ailesi olarak devletten 5 kuruş para almadık, hibe almadık, adımlarımızı kolaylaştıracak herhangi bir müdahalede bulunulmadı.”  Demişti.

Barlas’ın açıklaması ise; “Eylül 2009 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarıldı ve İHA tesisi kurması için 600 Milyon Lira (o zaman kuru ile 108milyon dolar) hibe edildi. Vergi muafiyetleri getirildi. Bu tarihte TUSAŞ  atıl üretim kapasitesi bulunduğunu ayrıca vurgulamak gerekiyor’’ dedi. Ayrıntıya girecek olursak, “Bu kararname çıktığında biz çok şaşırdık. Gelecekteki bir takım projelerin ismi ve adetleri de zikredilerek bu tesiste (Baykar) üretileceği belirtiliyordu. Bu bizi baya şaşırttı ve üzdü, çünkü biz adil rekabet ortamında ihaleye girilerek, en iyi teklifi veren firmanın yapması gerektiğini düşünüyorduk.” Diye ekledi.

Can Güvenliğimden Endişe Duyuyorum.

Yargılandığı davanın beraatle sonuçlanması gerektiğini de kaydeden Barlas, şöyle devam etti:

Ben suçsuz olduğumu biliyorum, mahkemeye elimizden gelen kanıtları da sunduk. İstinaf bunu bozmaz devam ettirirse Yargıtay’a gideceğiz. Burada bir zaman geçiyor. 2020 martında bu olaylara maruz kaldım, üç sene oldu. Meslek hayatımın en verimli günlerini yaşıyorum. 55 yaşında emekli olmayı hiç planlamıyordum.

Geçtiğimiz 30 yılda vermiş olduğum emekler ve kişisel ödünlerin karşılığında çok sert ve üzücü bir değerlendirmeye tabi tutuldum. Açıkçası bu haberler ayyuka çıktıktan sonra biraz fazlaca mercek altına alındığımı hissediyorum. Değerlendirmeler arkadaşlık teklifleri bağlantılar. Güvenlik açısından da biraz rahatsız ediyor açıkçası. Şu an kendimi rahat hissedemiyorum açıkçası. Giderek olay dalga dalga büyüyor inşallah hayırlara vesile olur. Ama ben can güvenliğimden de endişe ediyorum açıkçası.
” Dedi.

18.04. 2023 Tarihinde Remzi Barlas'ın Linkedin’den yaptığı açıklama ise şu şekilde;

Dün gece (18 Nisan 2023) CNN kanalındaki bir açık oturumda kendisine “Güvenlik Politikaları Uzmanı” ünvanı vermiş bir kişinin Türkiye’nin İnsansız Hava Araçları geçmişi ve özellikle Baykar A.Ş. firmasıyla ilgili hararetli, ancak pek de gerçeği yansıtmayan yorumlar yaptığını gördüm. Doz aşımı sebebiyle kaldıramadığım için programın tamamını izlemedim, ancak izlediğim kısmıyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmeyi de konuya 30 yılını vermiş biri olarak görev sayıyorum. Hikaye uzun ve ayrı bir kitabı da hak ediyor. Rahmetli Ahmet Nuri Yüksel hocanın kaleme aldığı, çoğu  yanlış ve yanlı değerlendirmelerle dolu, ancak bugünlere bakıldığında bir misyonu da üstlenmiş olduğu anlaşılan “Türkiye’de İnsansız Uçak Aldatmacası” kitabını da bu şekilde teni bir kitapta tekzip etmek gerekli diye düşünüyorum. Öncelikle dünkü programda Baykar A.Ş. firmasının hiç bir devlet yardımı almadığından bahsedildi. Bu  firmaya verilen görünen ve görünmeyen devlet destekleri aşağıdaki gibidir

1) 4 Eylül 2019 yılında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (1) ile bu firmaya İHA tesisi kurması için 600 milyon TL (o zamanın kuruyla 105 milyon dolar hibe edilmiş ve vergi muafiyetleri (vergi indirim oranı %100, yatırıma katkı oranı %120) uygulanmıştır. Bu tarihte devletin sahip olduğu TUSAŞ’taatıl üretim kapasitesi bulunduğunu ayrıca vurgulamak gerekiyor.

2) Bu kararnamede gözden kaçırılmaması gereken önemli bir ayrıntı, 2010 yılında SSM’nin {şimdiki SSB) büyük oranda TUSAŞ’a hazırlattığı İHA yol haritasında yer alan gelecekte hedeflenen AKINCI ve Muharip İHA projelerinin, normalde ihaleye çıkılması gerekirken bu firmaya verileceği kabulü yapılmış olmasıdır.

3) Nitekim 2016 yılında TUSAŞ’a atanan ve iktidara ve bahse konu firma sahibine yakınlığıyla tanınan Genel Müdür, göreve başladıktan çok kısa bir süre sonra TUSAŞ’ın geliştirdiği ANKA projesinin devamı niteliğindeki AKINCI projesine TUSAŞ olarak katılmama yönünde Yönetim Kurulu’na müzekkere vererek bu yönde karar aldırmıştır.

4) Şartnamelerde yer alan İHA özelliklerinin detayına gizlilik sebebiyle burada girilmesi uygun olmaz. Ancak AKINCI İHA’dan beklenen 15 kadar teknik özelliğin 10’dan fazlası ANKA projesiyle TUSAŞ tarafından kazanılmış ve sahada denenmiş özelliklerdir. Buna karşılık, AKINCI projesi bu özelliklerden sadece 3 kadarına sahip TB2 İHA’sını geliştiren Baykar A.Ş. firmasına, TUSAŞ üst yönetiminin de katkılarıyla(!) ihalesiz olarak verilmiştir. Devlet kaynaklarıyla geliştirilen ANKA altyapısı yok sayılmış, bu altyapıyı yeniden geliştirmesi için Baykar A.Ş. firmasına kaynak aktarılarak devlet zarara da uğratılmıştır. Önemli bir detay, ANKA projesi kapsamı da Türkiye ve çevresinde uydu üzerinden çok sayıda İHA’yı kontrol etmek için bir üssümüzde kurulan altyapı da, uyumsuzluğu sebebiyle AKINCI’da kullanılamaz hale gelmiş ve dublike bir merkez daha kurularak uğratılan zarar daha da katlanmıştır.

Devletin İHA'larına Takoz mu Koydular?

5) TUSAŞ’ın yurtdışında girdiği ve kazanma ihtimali yüksek olan ihalelerin bir kısmında “yukarıdan” gelen talimatlarla teklifler geri çektirilmiş, Baykar A.Ş.’nin çoğu zaman şartnamelerin tamamını sağlamayan, ANKA’dan daha az kapasiteli TB2 ürünüyle buralara teklif vermesinin önü açılmıştır. Maalesef bu ihalelerin bir kısmı da kaybedilmiştir.

6) AKINCI projesine girilmeme yönünde TUSAŞ Genel Müdürü’nün aldırdığı karar sebebiyle önünü göremeyen ve demoralize olan ANKA projesinde ortalama 6-7 yıl deneyimli 70 kadar TUSAŞ mühendisi, kararın alınmasının ardındaki 2 yıllık sürede şirketten ayrılmışlardır, önemli bir kısmı yurtdışına çalışmaya gitmiştir. Yaklaşık 500 adam-yıllık bu değerin telafisi maalesef çok kolay görünmemektedir.

7) TUSAŞ’ın devletten destek almadan kendi öz kaynaklarıyla ANKA altyapısı üzerine geliştirdiği AKSUNGUR İHA, bu beyin göçünü bir nebze olsun yavaşlatsa da, bu personelin bağlı olduğu orta kademe yöneticilere uygulanan mobbing’in üzerlerindeki olumsuz etkileri sebebiyle tekrardan hızlanmıştır.

8) 2022’den itibaren TUSAŞ’a uygulanan negatif ayrımcılık konusunda “kantarın topuzunun biraz fazla kaçtığı” düşünülerek ve bu yönde haberlerin çıkmaya başlamasından da çekinilerek ihracat konusunda TUSAŞ’ın önü kısmen açılmış, ANKA ve AKSUNGUR yurt dışı satışları başlayabilmiştir. Ancak geçmişteki hatalı politikaların sonuçlarının geriye alınması maalesef mümkün değildir.

9) Baykar A.Ş.’nin TB2 ürününün yurtiçi satışlarında başlangıçta pozitif ayrımcılık yapılmış, firmaya ilave satışlar ve kabul testleri konusunda kolaylıklar sağlanmıştır. Ürünle ilgili bazı eksiklikleri dile getiren personelin üzerinde baskı kurulduğu, hatta görev değişikliği yapıldığı yönünde duyumlar olmuştur.

10) Sahada çok sayıda uçan TB2, ANKA’dan daha hızlı bir şekilde uçuş saati biriktirmiş, bunun sonucu hata ve eksikleri giderilerek operasyonel anlamda olgunluğa erişmiş ve başarı kazanmıştır.

11) Yurtiçindeki bu operasyonel başarı sebebiyle Baykar A.Ş. firmasının TB2 ürünü, bir çok ülkenin ilgisini çekmiş, Libya, Azerbaycan ve Ukrayna gibi sahalarda elde edilen başarılarla da ihracatının önü açılmıştır. Bu aşamada firmaya gösterilen dış ilişkiler ve finansman konularındaki pozitif ayrımcılığın da muhakkak ihracata bir miktar etkisi olsa da, ürün başarılarıyla kendisi kanıtlamıştır.

12) İHA konusunda gerek TUSAŞ, gerek Baykar A.Ş. ve Vestel A.Ş. gibi İHA geliştiren firmalarla, bunlara alt sistem sağlayan başta ASELSAN, ROKETSAN, SAGE ve HAVELSAN olmak üzere bir çok savunma sanayi firmasından olylan bir ekosistem mevcuttur. “Savunma Politikaları Uzmanımızın” ve diğer bazı çığırtkanların söylediği gibi seçimden sonra bu ekosistemi geriye döndürecek bir yönelim olması mümkün değildir. İyi bir planlamayla ülkemizin bu ve diğer konulardaki geleceği çok parlaktır ve bulunduğumuz bölge itibarıyla da bir zorunluluktur. Bununla birlikte yukarıda örneklenen pozitif ayrımcılıığın seçimden sonra aynı şekilde uygulanması da beklenmemesi gerekir. Konunun bu sözde uzmanlar ve diğer bazı yorumcularla eskale ve ajite edilmesinin sebebi de tam olarak budur; yeni dönemde adil rekabet koşullarının geçerli olacak olmasıdır.

 

 

03 May 2023 - 03:01 - Gündem

Muhabir  Gürel Uçak


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.