Özdağ, Türkiye'deki göçmen politikalarının sorgulanması gerektiğini ve geçici sığınma statüsü verilen kişi sayısının artmasının Türkiye'nin geleceği açısından endişe verici olduğunu dile getirdi. Ayrıca, Türkiye'nin ekonomik kaynaklarının bu göç dalgası altında nasıl ezildiğine ve Türk vatandaşlarının yaşadığı ekonomik zorluklara da dikkat çekti.
Özdağ'ın açıklamalarına göre, Türkiye'deki mevcut göç politikalarının yanlış olduğu ve bu durumun Türk vatandaşlarının yaşamını olumsuz etkilediği vurgulanıyor. Ayrıca, Afganistan'dan gelecek göçmenlere de geçici sığınma statüsü verilmesi planlanmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Ayrıca, Özdağ, Türkiye'nin geleceğinin göç sorununu çözmek ve Türk vatandaşlarının refahını korumak için doğru politikaları benimsemesi gerektiğini vurguladı ve bu konuda Türk gençlerine ve ailelerine seslenerek, Türkiye'nin "göçmenistan" haline gelmesine izin verilmemesi çağrısında bulundu.
İşte Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın konuşmasının tamamı:
Prof. Dr. Ümit Özdağ:
2011’den bu yana bu ülkeye dünyanın değişik yerlerinden 13 milyon insan geldi ve gelmeye devam ediyor. Biz, büyük bir milletin evlatlarıyız. Tarih sahnesinde 4 bin seneden beri varız. Asya, Afrika, Avrupa. Bunlar eski dünyayı oluşturan 3 kıta. 85 milyon kilometre kare tamamı. Bunun 55 milyon kilometre karesini tarih içerisinde yönettik. Egemenlik sahası veya vatan haline getirdik. Büyük bir millet olarak tarihte varlığımızı sürdürüyoruz. Ancak, bu büyük tarihte, büyük zorluklarla karşılaştığımız dönemler de oldu. Yine öyle bir dönemden geçiyoruz. Ülkemize, AK Parti’nin yanlış politikalarından dolayı 2011’den bu yana 13 milyon sığınmacı ve kaçak geldi. Her gün en az 1000 ile bin 250 tane gelmeye devam ediyor. Yani yılda 400 bin kişi. 3 yılda 1 milyon ikiyüz bin kişi. Türkiye’de de sayıları artıyor. Bugün, 5 milyon geçici sığınmacı statüsünde Suriyeli var. 2 milyon da kaçak Suriyeli. 2 milyon Afgan. Değişik Afrika ülkelerinden gelen 2 milyon kişi. 11 milyon. 2 milyon da Pakistan, Bangladeş, Mısır, Libya, Irak, İran, Rusya, Ukrayna. Sayıları 13 milyonu aşmış durumda. Sadece 0-9 yaş arasındaki Suriyeli sayısı – bu ülkede doğan- 1 milyon 100 bin kişi.
Bir Türk anne en fazla 1.7 çocuk sahibi oluyor. Bir Suriyeli, Erdoğan’ın yaptığı araştırmaya göre, -Hacettepe Üniversitesi’nde- .3 çocuk sahibi olabiliyor. 3 katı. Eğer böyle devam ederse, artık savaş bitti bu insanlar ülkelerine dönmezlerse, çok değil 2040 yılında bu ülkede sadece Suriyelilerin sayısı 21 milyon olacak. Şimdi bana söyleyin ‘benim dışımda 5 tane daha kardeşim var’ diyen kim var burada. 6 kardeş olan kim var? Yok. 5 kardeş olan kim var? Yok.
Arkadaşlar, ülkeler matematikle yönetilir. Sizce 16 sene sonra yani siz 30’lu yaşlarınızın ortasındayken bu ülke böyle dünyanın lunaparkı olursa, siz bu ülkede nasıl yaşayacaksınız? Bu ülke nasıl ekonomik kalkınmasını sağlayacak. Bu ülkenin kaynakları nasıl kullanılacak. Bakın, evet sınırlarımızdan her gün içeriye kendi anadilinde okuma yazma bilmeyen adamlar giriyor, buradan da doktorlarımız yazılımcılarımız mühendislerimiz Avrupa’ya gidiyor. Bundan sonra Recep Tayyip Erdoğan ‘doktorlar giderlerse gitsin’ diyor. Doktorlar gitmesin kardeşim. Sen git sen. Yeter artık. Burasının adı Türkiye, Tayyipistan değil. Burası bizim vatanımız. Dünyanın lunaparkı değil. Macar başbakan geliyor ‘Erdoğan'a müteşekkiriz’. Neden müteşekkir? Eğer diyor bu sığınmacıları tutmasaydı Avrupa batardı. Arkadaşlar yirmi sekiz Avrupa Birliği ülkesini batıracak nüfus Türkiye'de toplanıyor da Türkiye batmıyor mu? Batıyor elbet!
16 milyon emekli, dul ve yetim 10 bin lira, 7 bin 500 lira maaşla geçinmeye çalışıyor. 2 milyona yakın üniversite öğrencisi son 5 sene içinde maddi nedenlerle üniversiteyi bitiremedi. Sizler, bazınız üniversitedesiniz, bazılarınız üniversiteye gideceksiniz. Gittiğiniz zaman kaldığınız yurtlarda beş, altı, sekiz kişi aynı yurt odasında kalacaksınız. Olur mü böyle şey? Reva mı bu Türk gençliğine. Almanlar bizi kıskanıyormuş. Hadi oradan, Almanların haberi yok bundan. Alman öğrenci bir kişi kalıyor. Fransız öğrenci, İngiliz öğrenci, yurtta bir kişi kalıyor odasında. Evet. Emekliye para yok. Neden? Maaşı arttırırsak enflasyon artarmış. E nasıl Suriyeliye para buluyorsun?
Şimdi İçişleri Bakanlığı’nda bir çalışma başlattılar. Afganlara da geçici sığınma verecekler Türkiye'de. Evet. Afganlara da İçişleri Bakanlığı’nda başlatılan çalışma. Açıklıyorum. Onlara da geçici sığınmacı statüsü verecekler. Bu uluslararası hukuka bile aykırı. Afgan’ın gidebileceği tek yer var. Sınırdaşı olan İran, sınırdaşı olan Pakistan. Bunun dışında bir yere gidemez. Ama Afganları da burada kalıcı hale getirecekler. Suriyelilere şakır şakır vatandaşlık veriyorlar. Türk vatandaşlığı satılıyor 400 bin dolara. Kendisi, iki karısı, on çocuğu Türk vatandaşı oluyor. Ondan sonra seçimlerde Türkçe bilmeden oy kullanıyorlar. Sizin nasıl yaşayacağınızı belirliyorlar. Bu işgali Türk milletine finansa ettiriyorlar. İspatlayayım mı size? Nasıl finansa ettiğinizi? Gelin şurada eczaneye bir aspirin isteyin. Otuz altı lira. Üç liranız eksik olsun alamazsınız. Sığınmacı gidiyor, bedava alıyor, parasını da siz veriyorsunuz. On seneden beri veriyorsunuz. 10 seneden beri, yıla 11 milyar dolar harcıyor.
Hani ne demişti 2018’de, ‘kırk milyar dolar harcadık, bir kırk milyar daha harcarız’. Eğer bu harcayacağın kırk milyar senin paransa harca. Milletin parasını harcama kardeşim. Çağır, Binali Yıldırım'dan iste. O versin sana 40 milyar dolar, var onda. Ya da beşli çeteden iste. Hani 200 milyar dolar vermiştin ya ihale. Şimdi duyuyoruz sıra refah sınır kapısından Mısır'a geçen Filistinlileri Türkiye'ye getirmeye başlamışlar. Arkadaşlar bu tam bir rezalet. Kabul edilebilir değil. Bu İsrail'in istediği şey. Bu Gazze'yi boşaltmak, Filistin'i boşaltmak demek. Bu ancak İsrail'e hizmet için yapılabilir. Bu ancak Türkiye'yi karıştırmak için yapılabilir. Buna müsaade etmeyeceğiz, buna direneceğiz Zafer Partisi olarak.
Seçimlerden sonra Anayasa değişikliği. PKK'yla tekrar barış süreci başlayacakmış. Yani Abdullah Öcalan'la yine İmralı'da anlaşılan Anayasa yapacaklar. Anayasanın ilk üç maddesi ve Türklükle ilgili 66. madde Anayasadan çıkarılacakmış. Arkadaşlar, bu millet Anayasanın ilk güç maddesini ve 66. Maddeyi kurşun kalemle yazmadı. Türk süngüsü ve Türk kanıyla yazdı. Anayasanın ilk 3 maddesiyle oynatmayız 66. maddeyi çıkarttırmayız size. Bu Türk gençliğine emanettir. Gençler! Atatürk’ün size emanet ettiği Cumhuriyeti savunacak mısınız? Söz mü? Sizden bir şey rica ediyorum. 31 marta kadar anne ve babalarınızı ikna edin. Türkiye’nin göçmenistan olmasına izin vermesinler. Onlar anne ve babalarından bir Türkiye devraldılar size de bir Türkiye devretmek durumundalar. Ülkemizin göçmenistan olmasını istemiyoruz. Ülkemizin, Avrupa Birliği’ni koruyacak hendek olmasını istemiyoruz. Burası bizim vatanımız, dünyanın lunaparkı haline getirmeyeceğiz bu vatanı.
Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.