Stranger Things’i seviyorsanız izleyebileceğiniz 5 film

Stranger Things, heyecan verici aksiyonu, ilgi çekici karakterleri ve 80'lerin sinemasına saygı duruşu niteliği taşıyan inanılmaz bir olay örgüsüyle büyüleyici bir dizi. Dizi, 80'lerin ikonik bilim kurgu, korku ve gençlik filmlerinden ilham alıyor. İzleyiciler, bu filmlerin etkisini Demogorgon’un tasarımında, Hawkins’in küçük kasaba dinamiğinde, Eleven’ın güçlerinde ve daha fazlasında görebilirler.

Eylül AKGÖKÇE
Eylül AKGÖKÇE Tüm Haberleri
Stranger Things’i seviyorsanız izleyebileceğiniz 5 film
Stranger Things’i seviyorsanız izleyebileceğiniz 5 film
+3
Haber albümü için resme tıklayın

1. E.T. the Extra-Terrestrial (1982)
Stranger Things’de karakterlerin isimlerinden (Mike ve Steve) kostümlere kadar E.T.'ye yapılan saygı duruşu, bu filmin diziye büyük ölçüde ilham verdiğini doğruluyor. Stranger Things, karakterlerini yozlaşmış hükümet ajanlarından kaçan bisikletlere bindirerek E.T.'nin 1. Sezondaki ikonik kovalamaca sahnesine bile gönderme yapıyor. Ancak Stranger Things’in içerdiği en önemli tema, tamamen farklı dünyalardan gelmelerine rağmen birbirine bağlanan iki ana karakter arasındaki benzersiz ilişkidir. E.T. the Extra-Terrestrial'da Elliot (Henry Thomas) ve E.T., Stranger Things'te ise Mike (Finn Wolfhard) ve Eleven var.

Elliot, arka bahçesinde bulduğu tuhaf uzaylıyı korumak için kendini riske atacak kadar şefkatli ve açık fikirlidir. Bu şefkat, Mike’ın sağanak yağmurda onu yalnız bulduğunda Eleven’ı evine almasına ve onu dostluk ve sevgi dolu bir dünyayla tanıştırmasına da yansıyor. Gerçekten de E.T., Stranger Things’i harekete geçiren güzel çocukluk kabulüne ilham kaynağı oldu.

2. A Nightmare on Elm Street (1984)
Freddy Krueger’in (Robert Englund) genç kurbanlarını takip etmesi, Stranger Things'te mükemmel bir şekilde taklit ediliyor. Elm Sokağı Kabusu’nun canavarı, kurbanlarını rüyalarında hedef alıyor ve bu da saldırıların gerçekten gerçekleştiğini kanıtlamayı zorlaştırıyor. Bu yaklaşım, Stranger Things serisinin temelini oluşturan, yetişkinlerin inanmadığı, tehlikeden kurtulmak için savaşmak zorunda kalan gençlerin temasını tanıtıyor. Vecna’nın (Jamie Campbell Bower) 4. Sezonda Chrissy’yi (Grace Van Dien) takip etmesi, okul danışmanının TSSB belirtileri olarak değerlendirdiği vizyonlar olarak ortaya çıkıyor ve sonunda onun ölümünden Eddie (Joseph Quinn) sorumlu tutuluyor.

Freddy Krueger, Henry Creel gibi geçmişteki bir seri katilin reenkarnasyonu olmakla kalmıyor, aynı zamanda her ikisi de kurbanlarına belirli duyguları hissettirdiklerinde güçleniyor. Vecna için bu duygular, kurbanlarını en kötü anılarına hapsederek yarattığı depresyon ve suçluluk duygusudur. Tersine, Krueger saf korkudan besleniyor ve filmini slasher türünün bir klasiği haline getiriyor. Her iki canavarın da saldırıları karakter odaklıdır ve bu da onları daha güçlü kılar. Vecna sevenler Freddy'yi daha da çok sevecekler.

3. The Lost Boys (1987)
The Lost Boys, Stranger Things’in eskitilmiş, bilimkurgudan fantaziye kaydırılmış ve daha sinirli hale getirilmiş hali gibi. Film, yakın zamanda boşanmış anneleriyle birlikte vampirlerle dolu bir Kaliforniya kasabası olan Santa Carla'ya taşınan Michael (Jason Patric) ve Sam Emerson (Corey Haim) kardeşlerin hikayesini anlatıyor. Stranger Things gibi, bu filmde de masum ve sıradan görünen ancak yüzeyin altında gizlenen karanlık güçlerin olduğu küçük bir kasaba anlatılıyor. The Lost Boys'ta bu karanlık güçler, vampirlerin gençleri yozlaştırarak küçük kasaba yaşamının yok oluşunu temsil ediyor.

Film, Stranger Things’e göre daha komik bir yaklaşım benimsese de benzer aile dinamiklerini ele alıyor; Emerson’ların iki erkek kardeş/bekar anne aile yapısı Byers ailesine benziyor. Stranger Things gibi The Lost Boys da aile ilişkilerini ve Amerika’nın küçük kasabasındaki ergenlik deneyimini düşünmek için doğaüstü olayları kullanıyor.

4. Super 8 (2011)
Bu film, 70'lerin sonu/80'lerin başında geçen, on yıla nostaljik bir saygı gösteren modern bir projedir. Super 8, Stranger Things gibi, gizemli bir doğaüstü olay yüzünden bozulan ortak, inek bir ilgi (D&D yerine zombi film yapımı) tarafından bir araya getirilen bir grup dışlanmış arkadaşı konu alıyor. Super 8'in Lillian, Ohio'daki ortamı, aynı orta batı, 20. yüzyılın sonlarında Hawkins, Indiana'daki Americana'yı ifade ediyor ve bu çalışmalar arasındaki benzerliklerin yalnızca başlangıcını işaret ediyor.

Super 8, Amerikan ordusunun ana düşman olduğu, 80'li yıllardan kalma ama sonuçta beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan bir başka film. Super 8'de de canavarca bir yaratık var ama bu tür hikayelerde tipik canavar rolünü oynamıyor ve filmden çıkışı, karakterlerin duygusal yolculuklarına anlamlı bir şekilde bağlanıyor. Super 8, Stranger Things'den ilham aldı ancak ana temalarını beklenmedik bir yöne taşıyor.

5. It (2017)
Her ne kadar Stephen King’in romanı 1950'lerde geçse de, 2017 yapımı filmin yapımcıları, on yılın filmde çok önemli bir rol oynamasını sağlamak için sahneyi 1988 olarak değiştirmeye karar verdiler. Hem Stranger Things hem de It, küçük bir Orta Batı kasabasında doğaüstü bir canavarı yenmek zorunda olan bir grup ergenlik çağındaki çocuğu konu alıyor. Stranger Things'in canavarı, Zindanlar ve Ejderhalar bilgisi ile biraz bilim kurgu biliminin bir karışımına dayansa da, Pennywise tamamen fantastiktir. Demogorgon ne kadar heyecan verici olsa da, Pennywise’ın kurbanlarına korku salma şekli, Stranger Things'de nadiren görülen bir şekilde yaratıcı ve görsel olarak büyüleyici.

Stranger Things ile merkezi bir çatışmayı paylaşırken, bu yaklaşımı daha şiddetli bir korku düzeyine taşıyor. Hem Parti hem de Kaybedenler Kulübü zorbalarla karşı karşıyayken, Henry Bowers (Nicholas Hamilton) başka bir tehlike seviyesindedir ve onun psikopat davranışları, filmin izleyicisini korkutacağı kadar zavallı Ben Hanscom’u (Jeremy Ray Taylor) da travmatize eder. Çok daha karanlık temaları ele alıyor ve Stranger Things’in korku yönlerini tercih eden hayranlara hitap edecek.

21 Haz 2024 - 14:16 - Kültür & Sanat

Muhabir  Eylül Akgökçe


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.