Başkan Köybaşı’ndan 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajı

Başkan Erden Köybaşı, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Yokluk ve olanaksızlıklar içinde kazanılan bu büyük zaferin 102. yıldönümünü, onun ulusumuzun gönlündeki yerini anlamayanlara, tarihteki başka zaferlerle eşdeğer göstermeye çalışanlara inat, coşku içinde kutlayacağız. Başta 30 Ağustos Zaferi olmak üzere, Cumhuriyet tarihimizin önemli günlerini umursamayan, varlıklarını Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olan, Anayasa’da belirtilen laiklik ilkesi doğrultusunda hareket etmesi gerekenlerin anlamsız ve çekingen tavırlarına rağmen, ulusun büyük çoğunluğuyla Zafer Bayramı’nı coşkuyla kutlayacağız. 30 Ağustos sadece askeri bir bayram değildir, 23 Ağustos'ta başlayan, 9 Eylül'de emperyalist emellerin denize dökülmesiyle sonuçlanan büyük yürüyüşün zafer tacıdır, bayramıdır, 30 Ağustos ya istiklal ya ölüm diyenlerin bayramıdır, 30 Ağustos yaşasın tam bağımsız Türkiye diyenlerin bayramıdır, 30 Ağustos cephede askeri mermisiz bırakmayan, elinde mavzeri düşman üstüne yürüyen kadınların bayramıdır, 30 Ağustos 15 lilerin , cephede can veren gençlerin bayramıdır.”

Köybaşı, Falih Rıfkı Atay’ın 30 Ağustos Zaferi hakkındaki değerlendirmelerini de mesajında paylaştı:

“Falih Rıfkı Atay’ın ‘Nemiz varsa, bağımsız bir devlet olmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi yaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferine borçluyuz.’ sözleri, yıllar önce yazılmış olmasına rağmen hala tazeliğini koruyor. Bu sözler, Atatürk sevdalılarının, emperyalistlere karşı direnen ve tam bağımsızlıkta buluşan devrimcilerin ortak duygularını yansıtmaktadır.”

102 yıl önce, modern silahlarla donatılmış ve sayıca üstün düşman güçlerine karşı Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emriyle başlayan mücadele, 4 gün süren Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile sona ermiş, emperyalist güçlerin işgaline dur denilmiştir. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlatılan aydınlanma ve kurtuluş yürüyüşü, büyük bir destan yazılarak 30 Ağustos’ta tüm ezilen ve ezilmek istenen milletlere örnek olacak bir başarıyla sonuçlanmış ve Cumhuriyet’e giden yolda en büyük engel aşılmıştır. Bugün, yurdumuzda başımız dik, özgür ve bağımsız bir şekilde yaşıyorsak, bunu kanları ve canları pahasına bize armağan eden büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa, silah arkadaşları ve binlerce şehidimize borçluyuz. Onlara sonsuz şükran ve minnetlerimi sunuyorum.”