August Wilson uyarlamalarının gücü: The Piano Lesson

Piyano Üzerinden Bir Miras Mücadelesi
The Piano Lesson, izleyiciyi 1936 Philadelphia'sına götürüyor. Boy Willie Charles (John David Washington) ve arkadaşı Lymon (Ray Fisher), Boy Willie'nin kız kardeşi Berniece (Danielle Deadwyler) ve amcası Doaker’ı (Samuel L. Jackson) ziyaret eder. Yanlarında satmayı planladıkları karpuzlarla dolu bir kamyon getirirler. Boy Willie’nin amacı, atalarının köle olarak çalıştığı araziden bir parça satın almak ve özgürlüğünü elde etmektir. Ancak bunun için Berniece’in sahip olduğu ve ailelerinin kölelik dönemine ait izler taşıyan antika piyanoyu satmak istemektedir.
Boy Willie için piyano, geçmişin yüklerinden kurtulma ve ailesinin mücadelelerle elde ettiği toprakları geri kazanma yolunu temsil eder. Berniece içinse, bu piyano, ailenin tarihini ve mirasını simgeler ve ona bağlı kalmak bir zorunluluktur. Boy Willie, piyano sayesinde geleceğini inşa etmeye çalışırken, Berniece ise ailelerinin geçmişini onurlandırmak ister. Ancak, hikaye ilerledikçe anlarız ki geçmişin hayaletleri bu aileyi bırakmamaktadır.

Malcolm Washington’ın Başarılı Yönetmenliği
Malcolm Washington, The Piano Lesson ile ilk uzun metrajlı filmine imza atıyor. Ve bu uyarlamayı başarılı bir şekilde ekrana taşımayı başarıyor. Film çoğunlukla kapalı bir mekanda geçse de Washington, hikayenin daha geniş ve dinamik hissedilmesi için yaratıcı çözümler buluyor. Boy Willie’nin tarlalarda gezinmesi, karakterlerin bir gece kulübünde serbest bırakılması gibi sahneler, tiyatro oyununa dayanan hikayeye sinematografik bir hava katıyor. Filmde hayaletlerin kullanımı da dikkat çekici bir unsur olarak öne çıkıyor. Bu hayaletler, sahnede yaratılması zor olan gerginliği beyaz perdeye taşıyor ve hikayeye bir korku unsuru ekliyor. Ma Rainey’s Black Bottom gibi sınırlı mekanlarda geçen bir hikaye olmasına rağmen, The Piano Lesson bu kısıtlamaları aşmayı başarıyor.

Piyano Dersi'nin Sahneden Beyaz Perdeye Geçişi
Wilson’ın tiyatro oyunlarını filme uyarlamak her zaman zorlu bir süreç olmuştur. Çünkü hikayeler genellikle bir veya iki mekanda geçer ve bu da filmin temposunu etkileyebilir. Ancak Malcolm Washington ve senaryo ortağı Virgil Williams, hikayeyi genişletmeyi başarmışlar. Filmin odak noktası olan piyano ve Boy Willie ile Berniece arasındaki çatışma, filmin klostrofobik atmosferini artırıyor ve izleyiciyi adeta karakterlerin arasındaki bu sıkışmışlığa ortak ediyor. Bu klostrofobik ortam, filmin son bölümünde iyice artıyor. Kapanan mekanlar ve artan gerilim, izleyiciye bir sinema filmi ile tiyatro oyununun nasıl iç içe geçirilebileceğini gösteriyor.

Güçlü Oyuncu Kadrosu
The Piano Lesson'ın oyuncu kadrosunun büyük bölümü, 2022 yılında Broadway’de sahnelenen oyunda da yer alan isimlerden oluşuyor. John David Washington’un sahne performansı, filmde de etkileyici olsa da bazı anlarda sahneye daha uygun duruyor. Özellikle piyano üzerine tartışmalar esnasındaki gururlu ve gösterişli tavırları, sahnede daha etkili olabilecek türden.
Ancak Samuel L. Jackson, Ray Fisher ve Michael Potts, performanslarını ekrana uyarlamayı başarıyorlar. Özellikle Danielle Deadwyler, filme sahne dışında katılan tek isim olarak öne çıkıyor. Berniece rolünde, Deadwyler’in sergilediği güç dolu performans, izleyiciyi büyülüyor ve bu karakterin derinliğini hissettiriyor.