Edge of Tomorrow: Zaman döngüsü ve beklenmedik sonu

Zaman Döngüsü ve Hikayenin Temeli
Edge of Tomorrow, Hiroshi Sakurazaka’nın yazdığı Japon hafif romanı All You Need Is Kill'den uyarlanmıştır. Hikaye, insanlığın Taklitçiler adlı bir uzaylı ırkıyla savaşta olduğu bir gelecekte geçiyor. Tom Cruise’un canlandırdığı William Cage karakteri, deneyimsiz bir halkla ilişkiler subayıdır. Üst rütbeli General Brigham’a (Brendan Gleeson) saygısızlık ettikten sonra, Cage kendini bir anda ön cephede bulur. Savaş deneyimi olmayan Cage, bu kaotik savaşta ölür, ancak ölmeden önce Alfa denilen bir uzaylının kanı üzerine dökülür. Bu olay, Cage’e zamanı sıfırlama yeteneği kazandırır ve her öldüğünde, gün tekrar başa döner. Cage, bir süre sonra, aynı yeteneğe daha önce sahip olan Çavuş Rita Vrataski (Emily Blunt) ile karşılaşır. Rita, Cage’in zaman döngüsünden haberdar olur ve ona yardım etmeye başlar. Rita ve bilim insanı Dr. Noah Carter (Noah Taylor), Taklitçiler’in Omega adlı tek bir organizma tarafından kontrol edildiğini keşfeder. Cage’in Omega’yı öldürmesi, Taklitçileri sonsuza kadar durdurabilecektir.

Filmin Sonu ve Tartışmalar
Filmin sonunda, Cage ve Rita, Omega’yı öldürme planı yapar. Cage’in kan nakli sonrasında günü sıfırlama yeteneğini kaybetmesine rağmen, ikili Louvre’un altındaki Omega’yı bulur ve onu yok etmeyi başarır. Cage, bu sırada ölümcül bir şekilde yaralansa da, bir el bombasını patlatır ve Omega’yı öldürür. Cage’in Omega’nın kanına bulaşması, zamanı bir kez daha sıfırlamasına neden olur. Ancak bu sefer, hikaye çok farklı bir yöne evrilir. Zaman, General Brigham ile ilk karşılaştığı sabaha döner, fakat bu kez Taklitçiler çoktan yok olmuştur ve Cage’in bir önceki görev sırasında öldüğünü düşündüğümüz takım arkadaşları, J-Squad ve Rita, hala hayattadır. Bu son, bazı izleyiciler için kafa karıştırıcı olabilir, çünkü film boyunca kurulan zaman döngüsü kurallarına tam olarak uymadığı düşünülüyor. Ancak, McQuarrie'nin açıklamalarına göre, filmin daha kasvetli bir sonu da tartışılmış. Bu alternatif son, hikayeyi gereğinden fazla karmaşık hale getirebileceği ve izleyiciyi yorgun düşürebileceği için tercih edilmemiş.

Filmin Başarısı ve Zaman Döngüsü Anlatımı
Zaman döngüsü temalı hikayelerin çoğu, izleyiciyi kahramanla aynı döngüsel deneyimi yaşatacak kadar tekrar içerirken, sıkıcı olmadan doğru dengeyi bulmaya çalışır. Edge of Tomorrow bu dengeyi başarıyla kuruyor. Cage’in bakış açısıyla anlatılan hikaye, izleyiciye onun yaşadığı çaresizliği hissettiriyor, fakat film asla monotonlaşmıyor.
Filmin sonu, hikayeye duygusal bir kapanış getiriyor. Cage’in başından geçen travmatik deneyimler, onun kişisel dönüşümünü tamamlıyor ve izleyiciye moral verici bir sonuç sunuluyor. Özellikle Rita’nın, Cage’in kendisiyle yaşadığı hiçbir şeyi hatırlamaması, sonu acı tatlı bir hale getiriyor. Ancak bu, onların yeni bir zaman çizelgesinde yeni bir ilişki kurabilecekleri ihtimalini de beraberinde getiriyor.

Edge of Tomorrow’un Alternatif Sona Sahip Olma İhtimali
Senarist Christopher McQuarrie, bir röportajda, filmin sonunun çok daha kasvetli bir versiyonunu düşündüğünü itiraf ediyor. Bu versiyonda, kahramanlar daha da zor durumlara düşecek ve Omega’nın onları daha önceden pusuya düşüreceği bir olay örgüsü bulunuyordu. Ancak, bu versiyonun izleyiciyi aşırı derecede yorgun bırakabileceği düşüncesiyle, daha umut verici ve basit bir son tercih edilmiş.