Capernaum: Oscar adayı inanılmaz bir film!

2018 yapımı Lübnan filmi Capernaum, dünya çapında büyük yankı uyandırmış ve Akademi'nin dikkatini çekmiş nadir filmlerden biri. Nadine Labaki'nin yönetmenliğini üstlendiği bu film, izleyicilere duygusal bir yolculuk sunuyor. Filmde, ailesini doğduğu için dava eden bir çocuğun acı dolu hayatı anlatılıyor. Ancak bu sadece buzdağının görünen kısmı.

Eylül AKGÖKÇE
Eylül AKGÖKÇE Tüm Haberleri

Zain'in Mücadelesi: Hayatta Kalma Savaşı
Film, yaklaşık on iki yaşındaki Zain'in (Zain Al Rafeea) hikayesini anlatıyor. Beyrut’un gecekondu mahallelerinde yaşayan Zain, ebeveynleri tarafından ihmal edilmiş, zorlu bir çocukluk geçirmiş bir çocuktur. Hayatta kalmak için uyuşturucu satmak, ailesine bakmak gibi sorumlulukları üstlenen Zain, yaşının çok ötesinde deneyimler yaşamış biri. Kardeşlerinin kaçırılmasına tanık olmuş, hapis yatmış ve hatta birini bıçaklamıştır. Tüm bu olayların ardında yatan sebep, Zain’in kendi sözleriyle, "Çünkü ben doğdum," ifadesidir. Bu güçlü söz, film boyunca yankılanan temel bir mesajdır. Zain’in mücadelesi, dünyanın dört bir yanındaki mülteci çocukların yaşadığı zorlukların bir yansımasıdır.

Mülteci Çocukların Çığlığı
Capernaum, bir çocuğun gözünden toplumun en karanlık yüzünü ortaya koyuyor. Zain, ailesi tarafından tamamen ihmal edilmiştir ve hayatı, sefaletten ibarettir. Filmde Zain’in en yakın arkadaşı olan 11 yaşındaki kız kardeşi, hediyeler karşılığında trajik bir şekilde bir adamla evlendirilir. Zain'in bir başka umudu ise Rahil’dir (Yordanos Shiferaw). Ancak Rahil de kendi mülteci sorunlarıyla boğuşmaktadır. Film boyunca Zain, sadece ailesine değil, hayatın kendisine de büyük bir öfke duymaktadır. Film, çocukların korunması için bir çığlık niteliğindedir. Zain'in hayatta kalma mücadelesi, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki dezavantajlı çocukların yaşadığı zorluklara bir ayna tutmaktadır. Bu nedenle, Capernaum sadece bir film değil, toplumsal bir soruna dair güçlü bir eleştiridir.

Suçun Sorumlusu: Sistemin Çökmüş Yapısı
Labaki’nin yönetmenlik dehası, Zain’i bir kurban olarak göstermeden, suçu tam da olması gereken yere, yetişkinlerin ihmalkârlığına ve sistemin çöküşüne yönlendirmesidir. Zain, yaşadığı dünyadaki adaletsizliklerden bıkmış durumda ve bu, filmin mahkeme sahnesinde doruk noktasına ulaşıyor. Zain, ailesine karşı açtığı davada, "Çocuk sahibi olmalarını istemiyorum," diyerek, izleyiciyi derin bir sorgulamaya itiyor. Bu güçlü mesaj, film boyunca Zain’in yüzleştiği adaletsizliklere karşı bir başkaldırı niteliğindedir.

Filmdeki Gerçeklik ve Etkileyici Performanslar
Capernaum’un belgesel tarzı sunumu, izleyiciyi Zain'in dünyasına tam anlamıyla çekiyor. Beyrut’un gecekondu mahallelerinde geçen film, aşırı kalabalık sokaklar ve yoksullukla dolu yaşamları gerçekçi bir şekilde yansıtıyor. Labaki’nin kamera kullanımı, karakterlerinin yaşamlarını adeta izleyicinin gözleri önüne seriyor. Zain’in yaşam mücadelesini anlamamızı sağlayan bu belgesel tarzı çekimler, karakterlerin içinde bulunduğu zor koşulları daha da etkileyici hale getiriyor. Labaki, filmin gerçekçiliğini artırmak için profesyonel olmayan oyuncuları tercih etmiş. Zain Al Rafeea, filmdeki rolünden önce Beyrut sokaklarında yaşayan Suriyeli bir mülteci çocuktu. Filmdeki performansı o kadar etkileyici ki, sanki kendi hayatını oynuyormuş gibi. Filmdeki diğer oyuncular da yaşadıkları gerçeklerle bağlantılı performanslar sergiliyor. Örneğin, Yordanos Shiferaw gerçek hayatta da bir Eritreli mülteciydi ve filmdeki rolüyle gerçek yaşam deneyimlerini yansıtıyor.

Capernaum'un Sonrası: Zain'in Yeni Hayatı
Capernaum’un büyük başarısından sonra Zain, ailesiyle birlikte Norveç vatandaşlığı aldı ve hayatında ilk kez okula gitme fırsatı buldu. Film, sadece bir sinema eseri olmanın ötesinde, oyuncuların hayatlarını da değiştirdi. Zain gibi mülteci çocukların yaşadığı zorluklar gözler önüne serildiğinde, film izleyiciyi derin bir sorgulamaya itiyor. Bu açıdan Capernaum, sadece bir drama değil, bir uyanış filmidir.

20 Eki 2024 - 15:00 - Kültür & Sanat

Muhabir  Eylül Akgökçe


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.