Alevlerin Kahramanı efsane itfaiyeci Ömer Can Yerlikaya'nın itfaiye tutkusu ve hayatındaki dönüm noktaları

 Ömer Can Yerlikaya kimdir ?

1992 İzmir doğumlu,evli ve çok yakında baba olacak olan Ömer Can Yerlikaya itfaiyecilik mesleğine 11 yıl önce adım attı. O günden bu yana, cesareti, çevikliği ve özverisiyle tanınan bir isim haline geldi. Her anında tehlikeye karşı cesurca duruş sergileyen Ömer Can yaptığı işteki başarılarıyla sadece meslektaşları arasında değil toplumda da takdir topluyor.Gittiğimiz her olayda Ömer Can’ın ön planada oluşu dikkatimizi çekiyordu.İtfaiye haftası sebebi ile yaptığımız bu röportajda, onun gözünden itfaiyeciliğin zorluklarını ve bu mesleği severek yapmanın anlamını öğreneceğiz..

Genç itfaiyeci muhabirimiz Candan Dağ Çakan’ın sorularını yanıtladı.

İtfaiyeci olmadan önce bu mesleği düşünüyormuydunuz?

Açıkcası bu meslek benim için beklemediğim bir iş sınıfıydı ve bana çok büyük süpriz olmuştu.itfaiyeci olduktan sonra aslında bu meslek için doğduğumu fark ettim…

Peki bu sürprizle karşılaştıktan sonra, bu alandaki tutkunuz nasıl gelişti?

İlk başta belirsizliklerim ve korkularım vardı ama sahada geçirdiğim her an, bu mesleğin bana ne kadar uygun olduğunu fark etmemi sağladı. Her olayda yeni şeyler öğrenmek, farklı durumlarla başa çıkmak beni gerçekten heyecanlandırdı ve heyecanım sürekli devam ediyor.

Mesleğinize duyduğunuz bağlılık ve sorumluluk duygusu, günlük rutinlerinizi nasıl etkiliyor?

Bu meslekte hataya yer olmadığı için, nöbetlerimize düzenli olarak araç ve gereç kontrolleriyle başlıyoruz. Günümüzü rutin eğitimlerle geçirmekteyiz; bu sayede gelişen teknolojiyi ve güncel olayları takip edebiliyoruz. Ayrıca, spor faaliyetlerine de önem vererek kendimi sürekli geliştirmeye odaklanıyorum ve rutinlerim bu şekilde oluşuyor.

Herhangi bir olayda çaresiz kalma korkunuz, mesleğinizdeki yaklaşımınızı nasıl şekillendirdi?

Korktuğum bir an ile şuan karşı karşıya kalmadım ancak herhangi bir olayda çaresiz kalmaktan çok korkuyorum.Böyle bir durum ile inşallah hayatım boyunca yüzleşmek zorunda kalmam…

İlk kötü anı diyebileceğimiz deneyiminiz, meslek hayatınızda nasıl bir iz bıraktı?

Genelde bizim mesleğimizde en ufağından en büyüğüne kadar hiç bir olay unutulmaz. Aksine iyisiyle kötüsüyle anı olarak kalır. Benim unutamadığım,beni etkileyen olayı anlatacak olursam ; İşe ilk başladığım yıllarda gittiğim ilk trafik kazası olmuştu. Malum ilkler asla unutulmaz…Bu benim noktam oldu; o gün kendime söz verdim…  Her durumda soğukkanlılığımı koruyacak, elimden gelenin en iyisini yapacak ve bu mesleğin gereklerini en iyi şekilde yerine getirecektim. O olaydan sonra, yaşadığım her tecrübe beni daha güçlü kıldı. Artık her çağrıya koşarken, sadece mesleki becerilerimi değil, aynı zamanda insani değerlerimi de yanımda taşıyorum. Her müdahale, bana hem bir ders hem de yeni bir sorumluluk getiriyor. İtfaiyeci olmak, yalnızca alevlere müdahale etmek değil; aynı zamanda hayat kurtarmak, umut vermek ve zor anlarda insanlara destek olmaktır.

Her olayın yeni bir tecrübe sunduğunu vurguluyor gibisiniz peki öğrendiğiniz en ilginç  veya unutulmaz bilgi neydi?

Mesleğimde her an yeni bilgiler öğrenme hevesi ile nöbetlerime gidiyorum. Öğrenmenin sınırı yok,hele bizim işimizde hiç yok.Her olay bizim için ayrı bir tecrübe ve yeni bilgi kazanımı oluyor.Allah ömür verdiği sürece öğrenerek bu mesleği devam ettirmeyi istiyorum.

İtfaiye haftası etkinlikleri kapsamında birinci olmuşsunuz kazandığınız bu birincilik, ekibiniz ve sizin için ne anlam ifade ediyor? Bu tür başarıların motivasyonunuzu nasıl etkilediğini paylaşır mısınız?

İtfaiye Haftası dolayısıyla Balıkesir İtfaiyesi genelinde düzenlenen yarışmalarda, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Körfez Bölgesi olarak ekibimizle birinci olmanın gururunu yaşıyoruz. Kupayı Edremit Grup Amirliğimize kazandırmak, hem bizim için hem de ekibimiz için büyük bir başarı. Bu tür etkinlikler, hem motivasyonumuzu artırıyor hem de ekip ruhumuzu pekiştiriyor.