TARLADAN SOFRAYA TRENDİ NEDİR?

Grand Akca Oteli sahibi Ersin Erdoğan, alkolsüz turizm tesisinde uyguladığı “tarladan sofraya” konsepti hakkında şu bilgileri verdi 

“Avrupa Birliği’nin de benimsediği ‘tarladan sofraya’ konseptinde; mutfağımızda kullandığımız her türlü gıda ürününü endüstriyel kanallar yerine yerel çiftçilerden alıyoruz. 

Etimizi, sütümüzü, peynirimizi, yumurtamızı, balığımızı, sebzemizi, meyvemizi Gazipaşa çiftçilerinden temin ediyoruz. 

Bu, esasen sürdürülebilir bir şekilde yetiştirilen ve hasat edilen gıdalara dayalı bir beslenme şeklidir 

Eskiden tarladan sofraya yemek normal bir şeydi. Aslında insanlar başladıkları yere geri dönüyorlar. Artık insanlar sağlık konusunda daha bilinçli ve yiyeceklerinin nereden geldiğini bilmeye önem veriyor.

LEZZETLİ VE BESLEYİCİ

Çiftlikten sofraya gelen yiyecekleri çekici bulmanın birçok nedeni vardır ve lezzet de bunlardan en önemlisidir. Çünkü yerel ürünler daha besleyicidir. 

Yerel ürünler en yüksek olgunlukta hasat edilir, yani satışa sunulduğunda besin içeriği en yüksek seviyededir. 

Yerelde yetiştirilen ürünler, genellikle aynı gün satılır. Bu da nakliye sırasında ışığa duyarlı C vitamini de dahil olmak üzere olası besin kaybını en aza indirir. 

ÇEVREYE VE YEREL EKONOMİYE FAYDALI

Sürdürülebilir tarım uygulayan küçük üreticiler genellikle daha düşük sera gazı emisyonları üretir. Endüstriyel çiftliklere göre daha az gübre, daha az böcek ilacı kullanırlar. Büyük bir kısmı da organiktir. Bu da çevre, ekoloji ve toplum için iyi bir senaryodur.

Gıdayı doğrudan kaynağından satın aldığımız için komisyonculara, nakliyecilere, büyük zincirlere ihtiyacımız yoktur. Dolayısıyla gıda için harcadığınız her kuruşun yerel çiftçiye ve o köylerde yaşayanlara gittiğinden emin oluyoruz. Yerel ekonomiyi ve ekolojiyi destekliyoruz. Yaklaşık 100 kişi civarındaki otel personelimizin tamamı da yerel halktan.”

YURDUM İNSANI VE AVRUPALILAR GELİYOR

Aile ortamı kelimelerinin tam karşılığını bulduğu tesisin müşteri profili yurdum insanı ve Avrupalılardan oluşuyor. 

Muhafazakar otele Türkiye’nin her ilinden gelen var. Havuzda ya da plajdaki şezlonglarda bir belediy

yardımcısı, bir bürokrat, bir iş adamı ya da bir çiftçiyi yan yana güneşlenirken görebilirsiniz.

Avrupa ülkelerindeki gurbetçiler tesisin sürekli müdavimleri. Duyduğu memnuniyetten ve denizin güzelliğinden dolayı 15. kez gelen bile var.

Bulunduğu ülkede İslami tatil imkanı bulamayan Almanya, Hollanda, İngiltere, Norveç, İsveç, Finlandiya, Belçika, Fransa ve Avusturya’da yaşayan Avrupalı Müslümanlar da burayı tercih ediyor.

9 ÖĞÜN YİYECEK-İÇECEK VAR

Selinus Plajı’nda, her şey dahil ve tarladan sofraya konsepti ile hizmet veren tesiste; 9 öğün sınırsız yiyecek-içecek servisi var!

08:00 – 10:00 arası açık büfe sabah kahvaltısı; 10:00 – 10:30 arası geç kahvaltı; 12:30 – 14:00 arası açık büfe öğle yemeği; saat 11:00 – 12:00 arası ve 14:00 – 17:00 arası, erkek ve kadın havuzunda gözleme saati; 17:00 – 18:00 arası erkek ve kadın havuzunda 5 çayı, kuru pasta ve mevsim meyvelerinden oluşan ikramlar; 19:00 – 21:00 arası açık büfe akşam yemeği; 10:00 – 19:00 arası kadınlar havuzunda sınırsız soğuk ve sıcak içecek servisi; 10:00 – 23:45 arası erkekler havuzunda sınırsız soğuk ve sıcak içecek servisi; 10:00 – 19:00 arası plajdaki barda sınırsız hamburger, nagıt, patates kızartması, salata, meyve, soğuk ve sıcak içecekler ikram ediliyor.

Gece 00:00’dan sonra servis elemanları evine gidiyor. Soğuk içecek dolaplarından dilediğiniz kadar içecek almak serbest. 

EYLÜLDE DENİZ SICAKLIĞI 30 DERECE

Eylülden itibaren Ege, Marmara ve Karadeniz’de denizden çıktıktan sonra üşünürken, Selinus plajında deniz suyu sıcak

lığı 30 derece. Antik çağlardan kalma plajda Kasım ayına kadar denize girilebiliyor.