NAMIK KEMAL “VATAN VE HÜRRİYET” ŞAİRİ 2 ARALIK’TA YAŞAMA VEDA ETTİ

Namık Kemal’in yaşadığı zamanlara kadar,

ne “vatan” bilinmekteydi, ne “millet” ve

ne de “hürriyet” bilinirdi.

Üzerinde yaşanan topraklar ise sadece

padişaha ait olup, onun özel mülkü,

sadece onun malıydı.

Üzerinde yaşayan ahali de padişahın

kulları sayılırdı.

1789 Büyük Fransız Devrimi sayesinde

“vatan, millet, hürriyet” fikri bütün

dünyaya yayıldı.

Osmanlı ülkesi de bundan payını aldı.

Başta Namık Kemal ve arkadaşları

olmak üzere, bu fikirleri ülkede

yaymaya başladı.

“Vatan” fikri ile bütün ülke topraklarının,

padişah ailesinin yani hanedanın mülkü

değil, üzerinde yaşayan bütün herkesin

ortak toprağı olduğu anlamına gelen

“vatan” olduğu yayılmaya başladı.

Vatanın üzerinde yaşayanlar da

vatanın ortak sahibi anlamına

gelen “vatan-daş” sayıldı.

Ahali de padişahın “kulları” sayılırdı.

Artık “kul”un yerine de “millet” fikri

yayılmaya başladı.

Ülke “vatan”dır, sahibi de “millet”

olan “vatan-daş”tır.

“Hürriyet” fikri de tanınıp bilinmezken,

ilk kez böylece ortaya çıktı.

“Vatan-millet ve hürriyet” fikirlerinin

her birisi de 1789 Fransız Devrimi’yle

dünyaya yayılıp, sonunda Osmanlı

sınırını da aştı.

Başta Namık Kemal olmak üzere, bazı

gazeteci, edebiyatçı aydınlar bu yeni

fikirleri savunup yaymaya başladı.

Giderek başka aydınları da sardı.

“Vatan-millet-hürriyet” fikirleri

doğrultusunda gazeteler basıldı,

şiirler, romanlar yazıldı.

Piyesler oynandı.

Toplumu hızla etkileyip heyecan

yaratan bu fikirlerin öncüsü de

Namık Kemal olduğundan,

o günlerden bugünlere hep

“Vatan ve hürriyet şairi”

olarak tanındı ve anıldı.

Büyük şair, yaşama veda ettiğinde,

tarih 2 Aralık 1888’di ve henüz

48 yaşında idi.

Büyük bir dirençle sürdürdüğü hürriyet

kavgasında Namık Kemal’in onca cefaya,

hapislere, sürgünlere, yalnızca bedeni

yenildi.

Magosa zindanlarına sürgün edildi;

lakin “hürriyet” aşkı hiç yenilmedi.

Hürriyet ateşi hiç sönmedi ve de

söndürülemedi.

Zamanın o uzun süren istibdadına

karşı gür sesiyle yılmadan haykıran

Namık Kemal’den, Mustafa Kemal’in

derin feyizler aldığı da bir gerçektir.

Toprak kayıpları ile birlikte, ülkenin

içine düşürüldüğü kötü durum için

Namık Kemal’in ta o zamanlardaki:

“Vatanın bağrına düşman dayamış

hançerini/Yok mudur kurtaracak,

bahtı kara maderini…”

haykırışına karşı Mustafa Kemal’in:

“Vatanın bağrına düşman

dayasın hançerini/ Vardır elbet

kurtaracak bahtı kara maderini.”

diyerek karşılık vermesi,

elbet boşuna değildir.

Kurtuluşun işaretidir.

Gazeteciliği yanında, şiirleriyle,

makale, tiyatro ve romanları ile

topyekun mücadeleye katılan

özgürlükçü bir aydınımız olan

Namık Kemal, hem edebiyat

hem düşünce dünyamızın

hem de siyasal mücadele

tarihimizin en görkemli

anıtlarından olarak,

“saygı-şükran-vefa”

ile hep anılacaktır.

O günlerden bugünlere kadar,

hep gereksinme duyduğumuz

özgürlükçü Namık Kemal ruhu,

hep yaşayacak bu topraklarda.

“Ölürsem görmeden, millette

ümit ettiğim feyzi;

Yazılsın mezar taşıma,

vatan mahzun ben mahzun!”

dizeleriyle hem derin umudunu

hem de gerçekçiliğini yansıtan

hürriyet şairimiz Namık Kemal’i,

ölümünün 133.Yıldönümü'nde

saygıyla anarken, ondan kalan,

devralınan mücadele bayrağı,

yere düşürülmeden taşınacak,

yeni kuşaklara devrolunacaktır.

Yaşasın hürriyet!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Cemil Yavuz - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.