BÖYLE NEREYE KADAR? ORTADA ÇOK SORU VAR!

Değerli okurlar! “Soru” deyip de geçmemeli; soru çok önemli. “Soru” çok şey demek; yanıtın yarısı hatta fazlası demek. Soru sormak, “Dur bir dakika!” demek. Soru, öğrenmenin ta kendisi, demek. Soru, bazan “uyarmak” demek. Bazan da “Beni duy!” demek. Bazan “Beni de dinle!” demek. Bazan itiraz etmek, kabullenmemek;bazan “Endişeliyim!”demek.Bazan rahatsızlığı ifade etmek demek! Bazan “Böyle nereye kadar?” “Bu böyle gitmez!” demektir. “Yaşam” denilen, soru sordukça, sorguladıkça gelişir. Sorular, sorular, hep yeni soruları üretir. Soru sormak, aydınlanmayı getirir. Olaylar, durumlar ve olup bitenlerle ilgili, “Neden? Niçin? Nasıl? Kim?” “Ne içindir? Kim içindir? “Neden böyledir? Sebep nedir?” gibi sorularla, bir sonuca gidilir. Bu durumda kritik nokta ise, “sebep-sonuç ilişkisi”dir. Çünkü her sonuç, ille bir sebebe dayanır ve her sebebin de elbet bir sonucu vardır. Gerek insan yaşamında, gerek toplumsal ve gerekse ekonomik-siyasi yaşamda olsun; işte asıl önemlisi ve de gerekli olanı ise, bu “sebep-sonuç ilişkisi”ni kurmaktır. Yani “sonuçla sebep arasında” bağlantıyı bulmaktır. Memlekette 20 yıla yakındır, iş başında aynı siyasi parti ve aynı siyasi iktidar var! Gelinen noktada ise ne huzur, ne demokrasi, ne refah ve ne de istikrar var? Ne gelir dağılımında adalet, ne bolluk, ne bereket, ne üretim, ne iş-aş, ne de rahat var? Peki neden bu kadar çok sorun, bunca sıkıntılar var? Neden memlekette kutuplaşma, gerilim var? Neden bunca yokluk ve yoksulluk var? Neden zam üstüne zam, pahalılık var? Hakkını alamama, hakkını arayamama; fikrini açıklayamama neden var?Ağzını açanı hemen susturma neden var? Korku neden, baskı neden var? Bozuk gelir dağılımı, adaletsizlik, alım gücü sorunu ve enflasyon; üretimsizlik neden var? Haklar ve özgürlükler sorunu neden? Medyanın özgürlüğü-bağımsızlığı sorunu neden, niçin var? Ortada duran, sorul(a)mayan, daha ne çok soru var? Adalette, eğitimde, sağlıkta hep sorun, hep sorun! İnsan aklı bu; elbette soruları hep sorar! İnsan aklı sormak, sorgulamak için var! Ortada bu kadar çok sorun varsa; elbet sorulacak çok da soru var! Öyleyse, böyle nereye kadar? Böyle, ne zamana kadar? Sorular, sorunlar, sorular! Büyüğünden, küçüğüne, bugün bu ülkede bu kadar, sorun, neden var? Gençler, neden işsizlikten kırılmaktalar? İktidar, bütün tarım ürünlerini neden dışarıdan alır? Neden yıllardır ekilip dikilmekten çıkarıldı topraklar? Türk Lirası, yabancı paralar karşısında, neden durmadan erimekte, vatandaşlar kendi parasından neden kaçmaktalar? Bu ülkede her yıl 500’e yakın kadın neden katledilir? Bu ülkede, önüne gelende, tabanca, tüfek neden var? Bu memlekette, kafası kızan, kızdığını nasıl kolayca bıçaklar? Bu toplumda, bu kadar öfke, bu kadar kutuplaşma neden var? Ülkenin başında bulunanlar, toplumda gerilimi nedenhep arttırmaktan yanalar? Gerilimden, kutuplaştırmaktan neyi amaçlarlar?Neden bu ülkede insanca, hakça yaşama sorunu var? Bu memlekette neden bir tek kişiye bağlı rejim var? Bu ülkede “demokrasi sorunu” neden-niçin var? “Herkes için adalet” sorunu neden, niçin var? Sorular, sorunlar ve yine sorular…? Ortada ne çok “sorunlar” var! Ortada ne çok “sorular” var! Peki böyle nereye kadar? Değerli okurlar! Her bir vatandaşın, bu soruları hem vicdanına ve hem de muhataplarına sormasında çok yarar var, gereklilik, zorunluluk var. Velhasıl, bu soruları ve daha fazlasını sor sorabildiğin kadar; sormakta sayısız fayda var. Böyle nereye kadar?
# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Cemil Yavuz - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.