ÜNİVERSİTE MEZUNU HEM İŞSİZ HEM DE BORÇLU!

Memlekette işsizlik, milyonlar için en önde, en baş madde.

Çalışabilir durumda olan, ama bir türlü iş bulamayan işsizlerin resmi oranı yüzde 15’lerde.

Gerçek olan oran ise çok daha yükseklerde.

Ülkemizde yılda bir milyondan fazla işiz üretilmekte.

Neredeyse, her dört üniversite mezunu gencin yaklaşık ikisi işsiz.

Ülkede bu koşullar böyle sürdükçe, bu sayı her geçen gün daha da yükselmekte.

Üniversiteye başlayan bir gencin, öğrenim kredisine başvurması, ekonomik zorunluluklardan; ailesinin dar gelirli olmasından.

İşte bu zorunluluklarla krediyi alabilen genç, mezun olduğunda; 2 yıl sonra bunu ödemek zorunda.

Ödeyemeyince de haciz kapıda!

Peki, üniversite mezunu olan her dört gençten ikisi işsizse, bu borcu kim, nasıl ödeyebilir ki?

Bu gencin, zar zor bulduğu işi asgari ücret ten, boğazı tokluğuna olduğuna göre, bu borcu nasıl ödeyebilecekler ki?

Ödeyemedikleri de ortada ve belli!

O halde ve her şeyden önce, dar gelirli ailelerin ekonomik koşulları gereğince hak edenlere, öğrenim kredileri, karşılıksız olmalıdır.

Öğrenim kredisi borcu ile mezun olan gence, herhangi bir borçlu gibi muamele yapılamamalıdır.

Kredi borcu yapılandırma uygulaması yerine ya hep kaldırılmalı veya çok uzun yıllara yayılmalıdır.

Bir yandan Suriyelilere milyarlar, çeşitli adlar altında harcanıp da; yüksek ödeme garantisiyle şirketlere kaynaklar aktarılırken; kayırma ile ona buna, yandaşa musluklar açılırken, üç kuruşluk krediye mecbur kalan işsiz ya da çok düşük gelirli olan üniversite mezunu bu gençlerin “ticari borçlu” muamelesiyle peşlerine düşülmesi hiç mi hiç kabul edilemez.

Üniversiteye başlarken, öğrenim kredisi almak zorunda olan bir öğrencinin, bugün için üstelik faiziyle birlikte 35-40 bin TL tutan bu borcunu bu şekilde ödeyebileceğini düşünebilmek, akıl işi de değil, mümkün de değildir.

Öğrenim kredisine faiz uygulamak da neyin nesidir?

Bu konuda gençlere açılan davalar, başlatılan bütün haciz işlemleri, mutlak sonlandırılmalı ve dosyaları da kapatılmalıdır.

Bu konu ayrı ve özel bir işleme tabi tutulmalıdır.

Gençler, bu ağır yükün basıncından kurtarılmalıdır.

Birçok özel ticari işletmeler, kamu kaynakları aktarılıp iktidar eliyle batmaktan kurtarılabiliyorsa, yüz binlerce gencin kredi borcundan kurtarılması hakkı da elbette olmalıdır.

Muhalefet partileri de bu konuya ısrarla sahip çıkmalıdır.

Özetle; öğrenim kredisini ödeyemeyen, ödemesi hiç mümkün de görünmeyen bir milyona yakın üniversite mezunu gencimizin, bu sorunu bir an önce ve derhal çözüme kavuşturulmalıdır.

Bu durumdan mağdur-muzdarip olan birçok genç ve anne-baba, her gün haykırmaktadırlar.

Hatta büyük şehirlerde itilip kakılarak seslerini türlü yollarla yükseltmeye, iktidara ulaştırmaya bile çalışmaktalar.

Hem işsiz hem de borçlu olan yüz binlerce üniversite mezunu gence, sahip çıkılarak, bu kıskaçtan mutlaka kurtarılmalıdırlar.