KENDİ SUYUNU KENDİN TAŞIDIĞIN ZAMAN, HER BİR DAMLASININ KIYMETİNİ DAHA İYİ BİLECEKSİN.

Bir gün bir çocuk babasının yanına gelerek,yaşının geldiğini,bir yuva ,bir aile kurmak,evlenmek istediğini söyler.Babası evliliğin zor bir süreç olduğunu,zorlukları ile güzelliklerin, üzüntü ile sevinçlerin aynı anda iki kişi ile yaşanacağını ve buna ne kadar emin olduğunu ve ne kadar istekli olduğunu sorar.Hazır olup olmadığını anlamak gerek diye cevaplar.

Ne anlatılsa da evlilik düşüncesinin değişmeyeceğini ve bunda ki kararlılığını oğlu söyler.O zaman babası oğluna 10 Akçe getirdiğinde evlenebileceğini dile getirir.

Hemen annesinin yanına gider .Müjde anne babam evlenmemi kabul etti lakin benden 10 akçe istedi.Annesi kendinde olduğunu ve ona vereceğini söyler.Aldığı gibi babasının yanında biter.Al baba sana 10 akçe getirdim.Baba avucunun içine bırakılmış akçelerden bir tanesini dişleri ile ezer ‘’bu sahte’’der o akçeyi ve diğer akçeleri yere atar.

Çocuk tekrar annesine gider akçelerin sahte olduğunu söyler.Annesi babanın getirdiği akçeler var der ve on tanesini oğluna verir.Koşa koşa babasının yanın gidip tekrardan ikinci akçeleri avuçlarına bırakır.Tekrardan bir akçeyi dişleri ile ezer ‘’bu sahte’’der o akçeyi ve diğer akçeleri tekrardan yere atar.

Oğul annemin verdiği akçeler sahte çıkıyor çalışıp yenilerini kazanayım da evleneyim diye düşünür ve limanda hamballığa başlar.Bir zaman sonra 10 akçeyi topladığı gibi babasının yanına gidip avuçlarının içine bırakıverir’’getirdim’’diye haykırır.

Babası yinebir akçeyi alıp dişleri ile ezer ‘’bu sahte’’der o akçeyi ve diğer akçeleri yere atar.Oğlan hiddetlenerek ben onları ne zorlukla,ne güçlükle kazandım,onlar sahte olamaz diyerek hepsini toplamaya başlamış.Bunu gören baba ‘’işte bunlar gerçek’’,şimdi gerçeği anladın.Evlendirelim seni diye işi tatlıya bağlamış.

Kendi suyunu kendin taşıdığın zaman,her bir damlasının kıymetini daha iyi bileceksin.Parayı kazanmanın zorluğunu anlamak harcarken iki defa düşünmeye sebep olur.Helal bir lira haram beş liradan her zaman daha değerlidir.Daha bereketlidir ve harcaması gerçekten her zaman çok zordur.

Yaşadığımız ekonomik sistem bizi değiştirip dönüştürdükten sonra kullanıp atmak üzerine tasarlanmış. Dün başka birini kullandılar ve attılar, bugün başkasını kullanıyorlar, yarın bir başkasını aynı amaç için kullanacaklar. Kişiler ve araçlar değişiyor.Bir şey hiç değişmiyor.Sorgulayan insanlar kullan-at döngüsünün içinde yok olmaya devam ediyor.Sistem çarkları hep kendi zenginliklerini arttırmak,sömürmek üstüne,çarkların dişlerinde hep emekçililer oluyor.

Şu andaki zamlardan şikayetçi bütün insanlık, nedeni hatta sorunun ana kaynağı belli.’BİZ’.Hayatlarımızdaki lükslerin,lüks hayat standartımızın,yüksek yaşam tarzının, alım gücünün devamlılığı için yapılıyor tüm zamlar.Şirketler bir yere kadar tekel oluştursa da insanlarımız bencilliğinden ve lüksünü devam ettirmek için,üçü on beş yapması çok ahlaksızca.Yaşadığım bir olay ile devam edeceğim.

Bir hırdavatçı arkadaşım ile dükkanında çay içerken bir toptancısı geldi.Hoş beş ederken telefonuna gelen bir mesajı sesli olarak okudu.İki çocuğu özel okulda okuyormuş ve okul ücretini 2500tl den 5000tl ye çıkartıldığını aktardı.Bundan sonra her ürüne beş,on,hatta onbeş lira zam yapacağını belirtti.Bende bu söze kulak misafiri olunca bir garipsedim.Çünkü aldığı bir tornavidaya,bir penseye,sattığı bir ürüne alış tutarından zam gelmiyor.Bu beyfendinin çocuklarının lüks okul hayatına zam geliyor.Bu kişi de tüm ürünlerine bu yüzden zam yapıyor.İşte Türkiyedeki Asıl sorunlar bunlar.Yanlış anlaşılmasın her kişinin evlatlarını okutmak için her fedakarlığı yapmasını ,eğitim öğretimi seçmesinde sıkıntı olmaz.Bana garip gelen elindeki,cebindeki hatta altındaki lüksün devamlılığını sağlamak için zam yapıyorsun.Sonra birde hayat pahlılığı her şeye zam geldi diye eklersen ben bunu eleştiririm.

Kötülük gücünü yandaşlarından alır,güçlü olmak ister.Güçlendikçe de azar.Sizden güç almayan hiçbir güç güçlü değildir.İnsan yaşamda büyük enerjinin küçük bir parçasıdır.Hangisini besler ise ona dönüşür ,hiçbir çaba karşılıksız kalmaz. Önemli olan nasıl bir çaba içerisinde olduğumuzu bilmektir.

Güç işte burada önem kazanır ve ilgi çeker.Yeter ki kendi gücünüze sahip çıkmayı bilin.Bütün çabanız fark yaratmak üzerine olursa güç size geçer. İnsan ne ise o değil Ne olmuş ise o'dur. Güç karşısında korkmak en büyük güçsüzlüktür.Sizin algınız size öyle söylüyor.Sizi öyle yönlendirmesine izin vermeyin.Sorgulayın,araştırın,kıyaslayın.O zaman kazanan biz,siz,hepimiz oluruz.

Ağaca güvenebilirsin. Bilirsin ki elma ağacı elma verir, erik değil. Hayvanlara güvenebilirsin; çünkü aslan, aslan gibi davranır maymunluk etmez. Ama insana güvenemezsin; zira o, yüzüne gülümserken arkasında hançer gizleyebilen tek yaratıktır.

Süper marketler bir ay için 1000 üründe fiyat sabitlemesine gitti.Bazısı da 2023 adette indirim yapacakmış.Teşekkür mü edeceğiz HAYIR.Fahiş zamlar ile bu halkın cebindeki her kuruşta gözünüz olduğunu unutmayacağız.Bu konuda bir sahtekarlık kokusu var.İncikten boncuğa o kadar çok zam yaptılar şimdi göstermelik bazı ürünleri sabitliyorlar.Sahtekarlar.Yapın bakalım temel tüketim maddelerine; şeker,un,yağ,çay et ürünleri bunları indirin de görelim.Zaten 1 olan fiyatı 15 yapmıştınız şimdi 8 olması ne kadar size zarar yazacak.Ciddi paraları,ciddi ciroları yapmadınız mı?

Acaba Yemek sömürüsü yapan bu zincir marketler seçimde sayın Cumhurbaşkanımızın tekrardan seçileceğinin mi bilgisini aldılar.Bir önceki o cesur ‘bre densizler’ çıkışından geri vitese mi takıyorlar.Yada yaptırımlar mı işe yaradı da geri adım attılar bunu iyi düşünmeliyiz.

Acaba başka bir çalım için ayaklarını mı uzatıyorlar.Lakin bu millet ve eminim ki bu devlet bunu unutmayacaktır.Vakti geldiğinde hesabını soracaklardır diye düşünüyorum.Bizim cebimizdeki parada hatta aldığımız nefeste gözünüz olduğunu unutmadık,diye yazmıştım bir yazımda.Birde bu zincir marketler dalga geçer gibi 2023 üründe fiyat sabitlemesi yaptık diye büyük Türkiye’nin 100.yılına atıf yapmışlar.Alkış yapıp sevinelim mi ,bizi soyup soğana çevirdiniz.Sırtımızı sıvazlayacağınızdan hoşnut mu olalım.Beynimiz ile algımız ile dalga geçiyorlar sinir uçlarımız ile oynuyorlar.