Akıl, akıl, akıl! Tezkere çıkarıp savaşa gidecekler önden buyursun..

Savaşlar insanlar delirdiklerinde başlamaz; fakat savaşırken insanlar delirebilirler. Son dönemdeki gelişmeler, uluslararası ilişkilerdeki hassas dengelerin ve politikaların bir kez daha ne denli belirleyici olduğunu gösterdi. Özellikle, Türkiye'nin dış politika stratejilerindeki oynaklık ve çıkarsal dönüşler, çözüm arayışlarındaki çıkmazların altını çiziyor.

Delilik Sınırında: MHP Grup Toplantısından Çıkan Sözler Dört ay önce, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı açıklamalar, Filistin ve Çin meselesindeki hassasiyetleri bir araya getirerek dikkatleri çekti. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın Çin ziyaretindeki tutumu, Türkiye'deki iç politik gündemi sarsacak boyutta yankı buldu. Bahçeli'nin bu süreçteki tutumu, sadece bir ülkenin dış politikasına değil, aynı zamanda Türk milletinin tarihi haklarına olan vurgusuna da işaret ediyor. Bahçeli şöyle demişti;

“Bizim Filistin davasını desteklediğimiz kadar değilse bile, en azından yarısı kadar Türkiye’nin ve Türk milletinin tarihi haklarını, terörle mücadelesini, geniş coğrafyalara yayılmış esir Türklerin durumunu bugüne kadar ağzınıza dahi almadınız, alamadınız. Geçmişte Filistin kamplarında eğitilip ülkemize sızan ve sızdırılan teröristlere kol kanat germekten de hiç utanmadınız. Filistin devlet başkanı numune de olsa PKK’ye, FETÖ’ye sesini hiç çıkardı mı? Hiç tepki gösterdi mi? Yapmadı. Çünkü konu Türkiye ve Türk milletiydi.”

Rabia Kadir ve Çin: Derinliklerdeki Hikâye Rabia Kadir'in ismi, Çin ve ABD arasındaki insan hakları tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Kadir, Çin'de yaşarken elde ettiği başarılarla dikkat çekti. Ancak Çin'in politikalarını eleştirmesi, onu bir politik suçlu haline getirdi. Sonuç olarak, ABD'ye sığınarak burada politik bir sürecin içinde buldu kendini. Bugün, ABD'de ağırlanıyor ve dünya medyasında dikkat çekiyor.

Rabia Kadir Kimdir?

Rabia Kadir, 1948 yılında Çin'in Doğu Türkistan bölgesinde doğdu. 27 yaşında kendisine ait bir tekstil şirketi kurdu. Daha sonra Sincan Ticaret Odası'nın başkanı seçildi. Bunun yanında kadın haklarının savunucusu olarak da Çin Hükümeti'nin delegasyonunda görev yaptı. 1992 senesinde de Milli Halk Kongresi'nin üyesi oldu. 1995'de de Birleşmiş Milletler'in Pekin'de gerçekleştirdiği Dünya Kadınlar Konferansı'na katıldı. 1997 yılında da Çin Halk Cumhuriyeti'nin Türkistan politikasını eleştirerek sert tepki gösterdi. Bu tutumu sonrasında halk kongresindeki vazifesinden çıkartıldı. 1999'da da hükümet sırlarını kamuoyuna taşımakla suçlanarak 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2005 senesinde de uluslararası baskılar sonucu cezaevinden tahliye edildi. Özgürlüğü'ne kavuşan Rabia, Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek çalışmalarını burada sürdürdü. 2016 yılında da Dünya Uygur Kurultayı'nın başkanı seçildi.

Bahçeli Pimi Çekilmiş Bombayı bıraktı

Türkiye'nin Çin Politikası ve Güvenlik Kaygıları Bahçeli'nin Rabia Kadir'i Türkiye'ye davet etmesi, sadece siyasi bir jest değil, aynı zamanda Türkiye'nin içinde bulunduğu uluslararası politika dengelerine bir yansımadır. Kadir'in Çin'e karşı tutumu, Türkiye'nin dikkatle yönetmesi gereken bir alanı temsil ediyor. Çin ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da gerginleşmemesi için dikkatli adımlar atılmalıdır.

AKIL, AKIL ve YİNE AKIL

Akıl, Strateji ve Askeri Güç Cumhuriyetin 100. yılına doğru yaklaşırken, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi ve askeri dinamiklerin anlaşılamadığı bir süreç yaşanıyor. Türk tarihinin önemli dönemlerinde askeri cesaretin siyasi kazanımlarla taçlandığı unutulmamalıdır. Bugün ise, siyasi çözümsüzlüklerin çoğu kez askeri güce havale edildiği bir dönemi yaşıyoruz.

Kısacası savaşlar, silahlarla değil akıl ve stratejiyle kazanılır. Türkiye'nin uluslararası politikada göstereceği akıl, ülkenin geleceğini şekillendirecektir. Unutulmamalıdır ki, uluslararası ilişkilerdeki çözüm yolları, sadece askeri güçle değil, aynı zamanda sağduyu ve diplomasiyle de şekillenir. Türkiye'nin çözüm odaklı politikaları, güçlü stratejileri ve akılcı yaklaşımları, ülkenin uluslararası arenada daha etkili olmasını sağlayacaktır.

Öyle her tuza "Ya Allah, Bismillah, Allahu Ekber" deyip, 'hıyar' olunmaz. Tezkere çıkartıp, savaşa gidecekler, dakika beklemeden önden buyursunlar...