Tasarruf dediysek; "Sen, ben, biz.. Yani vatandaş yapacak!"

Yirmi yılın ardından "Deniz bitti" şimdi tasarruf dönemiyle beraber bozulan ekonomimizi kurtarma dönemine girdik. Böyle bir haldeyiz şuan tam olarak.

Peki bu tasarrufu kim yapacak?

Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, son sürat hazırladığı genelgeler, acil kamuda tasarruf çağrıları ile görünen Türkiye geneli kamuda tasarrufa gidildiği.

Efendime söyleyeyim;

"Kamudaki özel araçları azaltalım"

"Kamuda israfı önleyelim"

"Belediyelerdeki fuzuli harcamaları kısalım"

gibi gibi bir sürü madde sayabiliriz. Gerçekte tasarrufu kim yapıyor derseniz, şöyle bir örnek vereyim.. Malatya, bildiğimiz Malatya'nın Pütürge ilçesinde çevre düzenlemesi ve peyzaj düzenlemesi yapılıyor.. Buraya kadar normal, lakin peyzaj düzenlemesinin yanında 7.1 milyon liralık o kadar güzel bir ihale var ki; "aklınız şaşar" deyim yerindeyse. Malatya'nın Pütürge Belediyesi, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın isminin yazdığı, altın krom renginde, neon tabela yaptırıyor! 

Ne bileyim Pütürge'de olmazsa olmaz sanırım "Altın Rengi Recep Tayyip Erdoğan" yazılı ışıklı neon tabela(!) 

Sözcü Gazetesi'nde yer alan haberde; 

"Malatya Pütürge’nin AK Partili’li Belediyesi, çevre düzenlemesi için 7.1 milyon liralık ihale yaptı. İhalenin içinde Recep Tayyip Erdoğan yazılı biri 13 diğeri 5 metrekarelik iki ışıklı tabela da yer aldı."

Bu ne perhiz, ne lahana turşusu?

Muhalefet belediyelerine...

Yerel Basına..

Her yere tasarruf yapın çağrısı..

Ama Pütürge Belediyesi'ne gelince olmazsa olmazımız..! Zaten nasıl olsa kaynak bulunuyor. En kötü borçlanırsınız, e zaten ihale edilen firmalarda illaki tanıdıktır.. Bir yerden, bir şekilde mahsuplaşılır.

Başka bir konu ise yine Maliye Bakanımız Şimşek, emekliye müjde olarak bayramda şehirler arası seyahat edecek olan yaşlı ve emeklilerimiz için otobüs fiyatlarında yüzde 20'lik bir indirim uygulanması.. 

Pardon ama yiyen içen başkası hesabı ödeyen niye özel sektör, maaşlı çalışan, esnaf ve vatandaşlar?

Bir öyle bir böyle nasıl olacak bu iş?

Hal böyle olunca, bazı özel gazetelerden muhabirler araştırmışlar;

Yüzde 20 indirimli bilet almak için otobüs firmalarını arayarak yer ayırtmaya çalışmışlar. Sonucu merak edenler için onu da söyleyeyim, "Efendim bilmem ne kanununun, bilmem ne kriterine uygun olmadığınız için maalesef indirim yapamıyoruz" Yapmazlar tabi abicim, özel sektör senin yediğin yemeğin hesabını niye ödesin. Zaten, kazanandan kazandığından fazlasını alıyorsun..

Üstüne yetmiyor ek vergiler vesaire..

Sorunu tespit etmeyip, yalandan tasarruf yapıyoruz. Tasarruf dediysek de tasarrufu sen, ben vatandaş yani.. Bu kafayla devam edilirse sonuç yine hüsran, yine hüsran.

Ne demişti zatı muhterem; "En kötü seviyeleri gördük, bundan sonra toparlanma dönemine giriyoruz" 

Yani diyor ki; "Çok şükür kötü günler geçti, daha kötü günler bizleri bekliyor!"