Bahis, sporu spor olmaktan çıkardı

Günümüz Türkiye'sinde, kapitalist sistemin odaklandığı maksimum kâr elde etme hedefi, pek çok sektörde olduğu gibi spor alanını da kapsayan birçok sorunu beraberinde getiriyor. Bu bağlamda, son zamanlarda yapılan bir düzenleme, şans oyunlarında vergi indirimini içeriyor. Ancak, bu indirimin arkasındaki detaylar ve genel spor sektöründeki çürüme, daha yakından incelendiğinde endişe verici bir tablo ortaya çıkıyor.

Spor dünyasındaki çürüme, bazı futbolcuların dolandırılmasıyla başlayan ve süper kupa maçının ertelenmesine kadar uzanan olaylarla somut bir şekilde ortaya çıkıyor. Özellikle futbolda yaşanan bu çürüme, yasadışı bahisler, manipülasyonlar ve kara para aklama faaliyetleriyle iç içe geçmiş durumda. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin (UNODC) verilerine göre, dünya genelinde yılda 1,7 trilyon dolarlık yasa dışı gelir ve aklanan kara para, sadece yerel değil küresel bir sorun haline gelmiş durumda.

Türkiye'de bu faaliyetlerden sağlanan gelirin ve aklanan kara paranın kesin bir rakamla belirlenmesi zor olsa da, bu tutarın hatırı sayılır olduğu düşünülüyor. İşte tam da bu dönemde, iktidar bloku şans oyunlarından alınan vergiyi yarıya indiren bir düzenleme yaparak, şans oyunu düzenleyen şirketlere önemli bir destek sağlamış durumda.

Bu vergi indirimi, şirketlerin kârlarını artırma potansiyeli taşısa da, bu kararın asıl motivasyonu ve etkileri konusunda derinlemesine bir analiz gerekmektedir. Vergi oranlarının spor müsabakalarına dayalı bahislerde yüzde 5, at yarışlarında yüzde 7 ve diğer şans oyunlarında yüzde 10 olarak belirlenmesi, önceki oranların yarı yarıya indirilmesi anlamına gelmektedir.

Ancak, vergi indiriminin şeffaf bir şekilde hangi şirketlere ve hangi sermaye gruplarına yönelik olduğu, önemli bir soru işareti olarak duruyor. Özellikle, Milli Piyango gibi önemli şans oyunları şirketlerinin özelleştirilmesi ve bu süreçte ortaya çıkan şüpheli iş ilişkileri, vergi indiriminden kimlerin daha çok etkilendiğini anlamak adına detaylı bir inceleme gerektiriyor.

Aynı zamanda, bu vergi indiriminin emekçiler üzerindeki etkisi de ele alınmalıdır. Bu dönemde yapılan vergi zamları, akaryakıt ve ulaştırma zamları gibi unsurlarla birlikte halka yüklenen ek yüklerin yanı sıra, şans oyunları şirketlerine yapılan vergi indirimi, ekonomik eşitsizlikleri daha da derinleştirebilir.

Son olarak, spor dünyasındaki çürüme ve şans oyunlarındaki vergi indirimi konularında açıklık ve şeffaflık sağlanmazsa, toplumda güven kaybı ve adaletsizlik duygusu daha da artabilir. Türkiye'nin geleceğini şekillendiren bu tür kararların, kamuoyuna daha detaylı bir şekilde açıklanması ve değerlendirilmesi gerekiyor.