Yerel seçimler yaklaştıkça ülke gündemi ve siyasetin suyu da ısınmaya devam ediyor. Adı Yerel Seçimler olsa da seçimler yaklaştıkça hiç de öyle olmadığını hissediyoruz. Hepimizin malumu İstanbul, Ankara ve İzmir üç büyükşehirde özellikle İktidar kanadında işler tam yolunda gitmiyor gibi görünüyor ki, Cumhurbaşkanımız da tam olarak devreye girdi.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta “Bu benim son seçimim, anayasaya bağlı olarak bir daha aday olamıyorum” açıklamasını yapmıştı, hatırlayanlarınız muhakkak vardır. Bu açıklamanın üzerine sosyal medyada çokça duygusal videolar, editler hazırlandı. Tweet'ler atıldı.
Peki, Erdoğan gerçekten 5 yıl sonra bırakacak mı?
Bana soracak olursanız bunun cevabı iktidar ortağı Büyük Türk Büyüğü Devlet Bahçeli'de saklı. Henüz herhangi bir açıklama yapmamış olmasına rağmen ara ara dillendirdiği, “Ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı var” çıkışları hepimizin malumu. Devlet Bahçeli'den 1 Nisan'dan sonra seçimlerin sonucuna göre bir hamle bekliyorum. 2 ile 2'yi toplayabilen ne demek istediğimi anlar... Ki zaten destek de Sayın Bekir Bozdağ'dan geldi; "TBMM tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü defa Cumhurbaşkanı Adayı olması anayasal hakkıdır." Bu böylece bir yanda dursun.
Peki ama neden haykırıyoruz?
Diğer yandan yine Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan; “Hiç çekinmeyin, yüzümüze hakikatleri haykırın. Haykırın ki hatamızı görüp düzeltelim.” açıklamasını yaptı. Peki ama neden haykırıyoruz?
Sakin sakin söylesek derdimizi, hataları eleştirsek olmaz mı? Haykırmadan, bağırmadan yapılan hatalar söylendiğinde duyulmuyor mu? Ne bileyim, efendi efendi tweet falan atsak (hakaret etmeden), eleştiri yapsak, hataları anlatsak olmuyor mu?
Ayrıca siyasilere bir şeyler haykırmak zorunda mıyız? Siyasilerin yanındaki danışmanlar, danışman orduları ne işe yarıyorlar? Sorunları, hataları görüp anlatmıyorlar mı?
Gerçi geriye dönüp baktığımızda çok farklı şeylerle karşılaşıyormuşuz gibime geliyor. En basitinden geçtiğimiz gün, Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki Bey’e “İsrail ile olan ticareti durdurun” diye, haykırdı bir vatandaş.
Nerede şimdi o vatandaş? Ne oldu bilen var mı?
Ben söyleyeyim, sosyal medyadan takip ettiğime göre en son tutuklanmıştı. Sonrası tam bir muamma, akibetini henüz öğrenemedik.
Yada hemen başka bir vatandaş aklıma geldi. Trakya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencisi 27 yaşındaki Dilek Özçelik, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’dan yardım istemişti, kanser ilaçlarının karşılanması için, hani.
Sayın bakanımız dilenci gibi eline üç beş kuruş sıkıştırmaya kalkmıştı.
Genç kızcağız da “Ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda” diye uzaklaşmıştı. Hatırlamayanlar varsa buradan ben hatırlatayım.
Peki o genç kızımıza ne oldu?
Kansere yenik düşüp, hayatını kaybetti.
Sayın Cumhurbaşkanımızın günahını alamam, belki kendisinin haberi yoktur ama bu saatten sonra pek kimse öyle kolay kolay çıkıp kimseye bir şey haykıramaz.
Eee, şimdi ben soruyorum. Dertlerini, meraklarını ya da itirazlarını haykırabilecek kaç babayiğit çıkar meydana?
Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.