Ali Koç, yel değirmenleri ile savaşıyor.. 30 Milyon Fenerbahçe taraftarını da peşinden sürüklüyor..

Dün, Şanlıurfa'da yaşanan Süper Kupa rezaletinin yankıları tüm dünyada yankılanmaya devam ediyor. Öncelikle pek aklı selim olmayan ve konsolide olmuş Fenerbahçe taraftarlarında linç yemeden belirtmem gerekir ki; içinde bulunduğumuz durumun baş mimarı "liyakatsiz" Mehmet Büyükekşi ve ekibidir. Yalnız benim burada değinmek istediğim konu, Federasyon Başkanının yapamadıklarından ziyade, sayın Ali Koç'un 30 milyonluk bir camiayı nasıl oyun bahçesine çevirdiğidir. 

Fikirlerime bir çok kişi katılmayabilir lakin ben yine de söyleyeyim. Ali Koç, dik durmaktan bahsettiğini her fırsatta yineledi fakat, kişi ilk olarak  kendisi dik durmalı ve söylediklerini tutarlı olması gerekir.

Son bir haftada neler oldu hadi birlikte bakalım..

Sayın Koç, 2 Nisan Olağan Üstü Genel Kurulda; "Urda stadında yanılmıyorsam yıllardır top oynanmıyor. Orayı, burayı hazırlamışlar, kupayı hazırlamışlar. Allah bilir oranın temel atma parasını da bizden isterler." 7 Nisan Süper Kupa maçı öncesi basın toplantısında ise "Riyad'da oynanmayan Süper Kupa'nın Şanlıurfa'da oynanmasını öneren, dile getiren ve kamuoyuna açıklayan Fenerbahçe Spor Kulübüdür." dedi. Yani demem o ki; şöyle bir dün geceden geriye doğru gitmeye kalksak buradan yazdıklarım İstanbul'dan Urfa'ya yol olur. 

Hemen Hemen 6 yıllık görev süresinde müzesine sadece bir Türkiye Kupasını götürebilen Ali Koç ve ekibi dün her bedeli ödemeye karar verip, kupadan çekildi, buraya kadar bir sıkıntı yok. Protesto her kişi veya topluluğun yasal hakkıdır. Fakat protestonun amacı neyi protesto ettiğinizi göstermek olmalıdır!

Fenerbahçe neyi protesto etti?

18 - 19 yaşındaki çocukları oraya çıkarıp, zamanında takımı bile çekmeyi beceremeyen Sayın Ali Koç neyi protesto etti?

Gerekçesi neydi protestonun?

Geçen hafta oynanan lig maçının ardından, Selahattin Baki dedi ki; "Avrupa'da çeyrek finale kadar gelmiş takımların maçları ertelendi. Sırf Fenerbahçe antipatisiyle hareket eden TFF'nin bu kararlarına artık şaşırmıyoruz."

Eeee, sonra bakıyoruz ki öyle bir şey yok..!

Süper Kupa maçı öncesi sayın Ali Bey dedi ki; "İstanbul'dan Urfa'ya şu kadar saatte, bu kadar saate gidiyor" diye bir şeyler geveledi.. İstanbul - Urfa arası uçakla yaklaşık olarak 1.5 saat sürüyor..

Fenerbahçe'nin rakibi Olimpiakos'a bakıyorsunuz, uçak olmadığı için Lamia deplasmanına 220 kilometre yolu otobüsle 2.5 saatte gidiyor..

Yani elle tutulur bir tarafı yok.. Neresinde tutalım sayın Ali Koç?

Yine Olağan Üstü Genel Kurula gidelim.. Açık açık 30 milyonluk bir camiayı terör örgütüyle iltisaklı diye nitelendirdiniz.. Üstüne yetmedi, 2. başkanını üstü kapalı da değil, "geceleri rahat uyumasın" diye tehdit ettiniz.. Böylesine söylemler çok tehlikelidir! 

Ki; üzerine basit bir voleybol maçı çıkışında "70 yaşında bir adam ve 13 yaşındaki kız torunu üstlerinde Galatasaray forması var" diye, bir grup tarafında yerlerde darp edildi. Böyle olayları kınamak yerine, Fenerbahçe eski Divan üyesi, "bu olayın, Fenerbahçe ile ne alakası var" gibi saçma bir açıklama yaptı.

Yetmedi faillerin bir kısmı yakalandı. Fenerbahçeli Hukukçular Derneği açıklama yaparak, "şahısların savunulması için devreye girdiğini" belirtti..

Şimdi diyebilirsiniz ki; "Ali Koç gayet dik durdu!" 

Evet, dün gece gördük. Gayet dik duruyordu kendisi şeref tribününde..

Bakın hiç bir, "Galatasaray'a şu kadar hata yapıldı. Fenerbahçe'ye şöyle oldu. Galatasaray kollanıyor, yok efendim Beşiktaş'ı kayırıyorlar" polemiğine girmeden, bu üç takımızın kesinlikle "hiç bir zaman kollanmadığını, kayırılmadığını" iddia edebilecek var mı? Yani Hz. İsa'nın dediği gibi "ilk taşı günahsız olanınız atsın" diyebilen var mı? Ortada Ali Koç'un 6 yılda "vizyon" diye yola çıkarak, 300 milyon doların üzerinde harcadığı paranın yanında, sayısız teknik direktör, futbolcu ve teknik ekip dahilinde, karşısında koca bir BAŞARISIZLIK öyküsü var..

Kısacası Ali Koç kendisine bir düşman yaratmış ve o düşman ile savaşıyor. Yanında olansa 30 milyonluk Fenerbahçe Camiasına oluyor..

Bir de son olarak, o 19 yaşındaki çocukları aslanların karşısına çıkartmak, dilinize pelesenk ettiğiniz Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." sözüne ne kadar uyuyor?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Gürel Uçak - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.