Sakın uyumayın! "AMAÇ Uyutmak, değil öldürmek!"

Son günlerde sosyal medyada pompalanan köpek karşıtlığı ve köpeksizleştirme propagandası dolu dizgin devam ediyor. Beli bir grup tarafından ortaya çıkan bazı görüntüler, her ne kadar insanın içini acıtsa da bu tür fotoğraf, video ve görüntülerin çoğu makaslanmış veya sahte. Geçen günde sosyal medya üzerinden bir kız çocuğunun başı boş bir grup köpek tarafından parçalandığı ve öldürüldüğü haberine denk geldim. Bir kaç tık googlelamadan sonra bu görüntülerin Kanada'da yaşanan bir olaydan kırpıldığı bilgisine ulaştım. Ha hoş gerçek olsaydı da genel fikrim pek değişmezdi.

Velhasıl oalyın ardından, sahipsiz köpeklerin uyutulması gerektiğine dair çeşitli öneriler gündeme geldi. Ancak, bu tür bir yaklaşımın insanı ve vicdani boyutları göz ardı ediliyor. "Uyutma" terimi, aslında planlı ve kasten yapılan bir öldürme işlemini örtbas eden, insani gibi görünen ama aslında manipülatif bir ifade.

Köpeklerin uyutulması, bir tür kamusal yarar kisvesi altında meşru gösterilmeye çalışılıyor. Oysa, öldürme amacı güden bir işlemi "uyutma" gibi yumuşak bir kelimeyle ifade etmek, gerçeği çarpıtmaktan başka bir şey değildir. Bu tür dil oyunları, köpeklerin öldürülmesini daha kabul edilebilir hale getirme çabasından başka bir şey değil.

Taslak yasa metinlerinde, köpeklerin 30 gün içinde sahiplendirilmemesi durumunda uyutulacağı belirtiliyor. Ancak, bu yöntem sahipsiz köpeklerin sebep olduğu tehlikeleri azaltmak yerine, toplumsal vicdanı yaralamaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu yaklaşım, toplumun asıl sorunlarını göz ardı ederek, sahipsiz hayvanları kolay hedef haline getirmekten ibarettir.

Sokak köpekleriyle ilgili sorunları çözmenin yolu, onları öldürmek değil, insani ve vicdani çözümler bulmaktır. Barınakların sayısını artırmak, sahiplendirme kampanyalarını desteklemek ve sokak hayvanlarının sağlıklı yaşam koşullarını sağlamak gibi yöntemler, daha sürdürülebilir ve etik çözümler sunar. Bu tür yaklaşımlar, hem hayvanların yaşam hakkını korur hem de toplumun vicdanını rahatlatır.

Türkiye'nin pek çok yerinde, kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle yuvalarından edilen sokak hayvanları, giderek artan bir tehdit olarak algılanıyor. Ancak, bu hayvanların saldırganlaşmasının arkasında yatan sebepler göz ardı edilmemeli. Onların da yaşam alanlarına, güvenliğe ve beslenmeye ihtiyaçları var. İnsanlar ve hayvanlar arasında dengeyi kurmak, medeniyetin bir gereğidir.

Köpeklerin uyutulması, toplumun asıl sorunlarını çözmez. Yoksulluk, eğitim eksikliği, sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler gibi derin meseleler, sahipsiz hayvanların varlığıyla örtbas edilemez. Toplumun gerçek sorunlarını ele alarak, hayvan haklarını koruyan ve onları da toplumun bir parçası olarak gören bir yaklaşım benimsemek, daha insani bir çözüm sunar.

Ez cümle, sahipsiz köpeklerin uyutulması gibi bir yöntem, insani ve vicdani değerlerle bağdaşmaz. Bu tür çözümler, toplumsal vicdanı yaralar ve toplumda derin kutuplaşmalara yol açar. Hayvan haklarına saygı duyan, insan odaklı ve sürdürülebilir çözümler üretmek, hem toplumun hem de hayvanların yararına olacaktır. Unutulmamalıdır ki, dünyayı birlikte paylaştığımız bu canlıların da yaşam hakkı vardır ve bu hak, insani ve vicdani bir sorumluluk olarak korunmalıdır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Gürel Uçak - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ege Gündem Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ege Gündem Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ege Gündem Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ege Gündem Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.